arrival

  1. Noun varış, varma, ulaşma, vasıl olma.
    arrival at a conclusion: bir sonuca/hükme ulaşma.
  2. Noun geliş, gelme, muvasalat.
    His arrival was delayed by traffic: Trafik yüzünden gelişi gecikti.
  3. Noun gelen/gelecek olan kimse/şey.
    First arrivals will be first seated: İlk gelenler ilkönce yer alacaklar.
polise bir yere geldiğini bildirmek Verb
gelişinden itibaren bir hafta içinde
varış haberi
varış havaalanı
varış tarihi
varış günü
tahmini varış zamanı
tahmini varış saati
tahmini varış saati
birinin gelişi şerefine ziyafet vermek Verb
her an gelebilecek
tehir
gecikme
varış haberi
varışta
muvasalatta
gelişte
varış yeri
varış limanı
muhtemel geliş tarihi
sağ salim varış
malların yerine sağlam varması şartıyla
tam vaktinde varış
varış istasyonu
varış tvu
varış zamanı
varış saati
vusulünde
varış ve kalkış
(gemi) varış ve kalkış
(vasıtaların) gelişlerini gösteren levha
gelişleri gösteren levha
(otel) yolcu defteri
sevk evrakı eşliğinde gelen poliçe
sevk evrakına ilişik senet
(US) mallar evraklarda belirtildiği şekilde geldiğinde ödenecek olan
iktidara geçiş
bir raporun gelişi
malların gelişi
(yolcuların) çıkacağı peron
geliş peronu
geliş sıralı erişim yolu Information Technology
(yolcuların beklendiği) geliş yanı
geliş tarafı
varış saati
geliş saati
geliş peronu
gelişler geliş peronu