attrition

  1. Noun yıpratma
  2. Noun sürt(ün)me.
  3. Noun (sürtünme vb. ile) aşın(dır)ma.
    The attrition of rocks: kayaların aşınması.
  4. Noun yıpratma, yıpranma.
    war of attrition: yıpratma harbi.
    The enemy surrounded the town and conducted
    a war of attrition.
  5. Noun, Theology pişmanlık, nedamet, tövbe, Allah sevgisinden ziyade ceza korkusundan dolayı suç işlememeye söz verme.
  6. Noun (sayıca) azalma, (boyutça) küçülme.
    Some universities have a high rate of attrition because the students
    cannot afford the high tuition fee: Öğrenim ücretini ödemeye öğrencilerin gücü yetmediği için bazı üniversitelerin mevcudu büyük oranda azalmaktadır.
müşteri kaybı Noun, Management
yıpratma politikası Noun
yıpratma politikası Noun
yıprandırma savaşı
yıpranma savaşı
kaçırılan müşteriler yüzdesi Noun
dil kaybı; bildiği bir dili unutma
satın alma gücünün azalması