sakınmak, çekinmek, kaçınmak, kurtulmak, sıyrılmak, uzak durmak, içtinap etmek, önlemek, savuşturmak,
bertaraf etmek.
to avoid a person: bir kimseden kaçınmak/çekinmek.
to avoid danger: tehlikeden sakınmak.
to avoid doing something: bir şeyi yapmaktan kaçınmak.
to avoid notice: gözden uzak durmak, dikkati çekmemeye çalışmak.
He avoided punishment by running away: Kaçıp giderek cezadan kurtuldu.
She avoided to answer my questions: Sorularıma cevap vermekten kaçındı.
I avoided her by leaving back door: Ona görünmeden arka kapıdan savuştum.
Transitive Verb
iptal etmek, feshetmek, hükümsüz kılmak.
to avoid a deed: bir sözleşmeyi iptal etmek.
Transitive Verb, Law
boşaltmak, kovmak, kapı dışarı atmak, ihraç etmek.
Transitive Verb
mukaveleye itiraz etmek
Verb
sözleşmeye yanaşmamak
Verb
bir sözleşmeyi inkâr etmek
Verb
bir patenti tanımamak
Verb
bir vergiden kaçınmak
Verb
bir hukuki muameleden kaçınmak
Verb
anormallikleri önlemek
Verb
iflas muamelelerinden kaçmak
Verb
birşey yapmaktan kaçınmak
Verb
birşey yapmaktan sakınmak
Verb
birşey yapmaktan çekinmek
Verb
çifte vergilendirmeyi önlemek
Verb
(Br) veraset vergisi ödememek
Verb
sorumluluktan kaçmak
Verb
yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçmak
Verb
vergi ödemekten kaçmak
Verb
cezai takibata maruz kalmamak
Verb
cezai takibata maruz kalmak
Verb
herkesçe tanınmayı önlemek
Verb
göz göze gelmemeye çalışmak
Verb
birşeyden vebalı görmüş gibi kaçmak
Verb
vergiden kaçınmak için taşınmak
Verb
gelir vergisinden kaçınmak amacıyla yapılan mülkiyet devri
Noun, Law
gelir vergisi kaçırmak amacıyla mülkiyet devri