hava torbası: otomobil içinde bulunan ve çarpışma halinde otomatik olarak şişip yolcuları darbe etkisinden 
 koruyan naylon/plastik torba.
                        
Noun                        
                     
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        torba, çuval, kese kâğıdı vb.: kumaş, deri, kâğıt, plastik vb.'den yapılmış, içine eşya konulan nesne. 
 
 paper bag: kese kâğıdı. 
 plastic bag: plastik torba.
                        
Noun                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        valiz, çanta. 
 travelling bag: seyahat çantası. 
 diplomatic bag: diplomat çantası. 
 tool bag: edevat çantası.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kese, para çantası, cüzdan. 
 money-bag: para çantası/cüzdanı.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çuval dolusu (hacim ölçüsü)
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        esrar paketi (bir paket dolusu esrar). 
 a nickel bag: 5 dolarlık esrar (paketi).
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hayvan vücudundaki kese/torba.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir seferde bir avcının yakaladığı/vurduğu av. 
 to have/secure a good bag: iyi av avlamak.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        şişkinlik, sarkıklık, (elbisede/vücutta) sarkan şey. 
 He had bags under his eyes from lack of sleep: 
 Uykusuzluktan gözlerinin altı şişmişti.
                        
Noun                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        base1 (8).
                        
Noun, Baseball                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        caz müziği stili. 
 It was hard to tell in what bag their playing belonged: Hangi stilde çaldıklarını anlamak güçtü.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çirkin/pasaklı kadın. 
 a gossipy old bag: dedikoducu kocakarı.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) tutku, uğraş, hobi: bir kimsenin başlıca ilgi duyduğu, sürekli uğraştığı iş. 
 Jazz isn't my bag.  He's in the opera bag. (b) mizaç, ruh hali, haleti ruhiye. 
 The boss is in a mean bag today: Bugün patronun huysuzluğu üzerinde. (c) çevre, koşul, durum.
                        
Noun                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        şiş(ir)mek. 
 A stiff breeze made the sails bag out. The wind bagged the curtain.
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (torba gibi) sarkmak, bol olmak. 
 An oversize coat bagging about him.
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        torbaya/çuvala koymak, torbalamak, çuvala doldurmak.
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (avcılıkta) avlamak, vurmak, yakalamak. 
 I bagged my first deer when I was 18 years old.
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tiyatro perdesinin alt ucunu yukarı kaldırmak.
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çanta
                        
Noun, Textile Industry                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        torba
                        
Noun, Textile Industry                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çuval
                        
Noun, Textile Industry                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        torbalı/fakir kadın: bütün eşyasını torbalara doldurup umuma mahsus yerlerde yatıp kalkan evsiz barksız fakir kadın.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        rüşvette aracılık eden kişi
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (Br) seyyar ticari mümessil
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        iki tutamaklı çanta/torba.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        belde taşınan küçük çanta
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (US) yakılarak resmen yok edilecek gizli belgelerin konduğu çanta
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (kâğıt/plastik) pazar çantası, alışveriş çantası/torbası. (
 ABD: 
 shopping bag).
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        seyahat çantası/torbası: iki kulplu yumuşak deri çanta.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        artık torbası: lokantalarda yemek artıklarını köpeklere götürmek için verilen kese kâğıdı.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        artık torbası: lokantalarda yemek artıklarını köpeklere götürmek için verilen kese kâğıdı.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hurç, spor elbise ve gereçleri torbası.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        
 nose bag ile ayni anlama gelir. yem torbası.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (askeri) yiyecek torbası
                        
Noun                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        uçakta kullanılan el çantası.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Gladstone ile ayni anlama gelir. ortadan menteşeli iki gözlü bavul.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bal torbası: arının karnında bal yapmaya mahsus şişkinlik.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        buz torbası/kesesi: hastaların vücuduna buz koymakta kullanılan su geçirmez torba.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        mürekkepbalığının mürekkep torbası.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hurç, asker çantası.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (Br) geç boşaltılan posta kutusu
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        daldır-al: panayırlarda belirli bir ücret karşılığında torbaya el sokularak çekilen eşya piyangosu.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        şans/baht/tesadüf işi, piyango.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        mektupların içine konulduğu torba
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        musette ile ayni anlama gelir. sırt çantası: askerlerin eşyalarını doldurup sırtta taşıdıkları çanta.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        misk bezesi, erkek misk geyiğinin misk salgılayan bezesi/guddesi.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        feed bag = feedbag ile ayni anlama gelir. yem torbası.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kesekâğıdı içindeki öğle yemeği
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hoşa gitmeyen ve değersiz kişi
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çay yapmak için kaynar suya atılan içinde çay bulunan kâğıt torba.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        açılıp büyütülen yolcu çantası
                        
Noun