great

  1. Adjective iri, cesim, muazzam, kocaman, azametli, cüsseli.
    a great house/tree/crowd/army.
  2. Adjective (sayı, değer vb.) çok, büyük, külliyetli.
    take great care: çok/büyük ihtimam göstermek.
    a great
    many: pek çok/külliyetli.
  3. Adjective müthiş, şiddetli.
    great pain.
  4. Adjective müstesna, mükemmel, fevkalâde.
    a great occasion. We had a great time at the party.
  5. Adjective meşhur, tanınmış, ünlü, şöhretli, seçkin, mümtaz.
    a great inventor. a great family.
  6. Adjective önemli, mühim.
    a great era in history. a great victory.
  7. Adjective bellibaşlı, başlıca, başta gelen.
    His greatest novel.
  8. Adjective yüksek rütbeli/mevkili, baş.
    a great noble.
  9. Adjective soylu, asil, yüce, ulu, âli.
    great thoughts/deeds. a great heart.
  10. Adjective gözde, revaçta, rağbet gören, çok kullanılan.
    “Humor” was a great word with the old physiologists.
  11. Adjective çok yakın, samimî, sıkıfıkı, candan.
    great friends.
  12. Adjective büyük, değerli, yüce, yüksek, muteber, herkesi hayran bırakan.
    a great statesman/composer/artist.
    The great men of the past.
  13. Adjective (zaman, mesafe vb.) uzun, uzak, fazla, sürekli.
    to wait a great while. a great distance.
    live
    to a great old age: çok yaşlanmak.
  14. Adjective (a)
    great at/for/on: usta, mahir, yetenekli, kabiliyetli.
    to be great on: çok usta/kabiliyetli
    olmak, meraklısı olmak.
    a great walker: yürüyüş meraklısı.
    He's great on reading poetry aloud. (b) çok iyi, fevkalâde, olağanüstü, mükemmel.
    a great movie. He's a great fellow. She's a great friend. What a great idea!
    It would be great if … : … olsa çok iyi olurdu.
  15. Adjective (soyda) ikinci göbekten.
    great-grandfather, great-grandmother, great-grandson, etc.
  16. Adverb çok iyi/âlâ, mükemmel, yolunda.
  17. Noun büyük adam, kendi alanında ün yapmış kişi.
    greats: gözde kimseler.
    He is one of the theater's greats.
ailesine bela olmak Verb
çalışmalarından büyük tat almak Verb
Büyük Güçler Proper Name, Politics-Intl. Relations
Büyük Selçuklular Proper Name, History
zihinden büyük bir yük atma
kendi alanında büyük ün yapmış olmak Verb
büyük bir kudret olmaktan çıkmak Verb
işverenin gözüne girmek için elinden geleni yapmak Verb
(Br) İngiltere'de doğmuş olmak Verb
(Br) İngiliz vatandaşlığına mazhar olmak Verb
Allah büyüktür
ileri gelen
büyük başarı
her türlü halk sınıfı

ant bear ile ayni anlama gelir. büyük karınca yiyen
(Myrmecophaga jubata): Amerikanın tropik
bölgelerinde yaşayan, boyu 1.80 m, yüksekliği 60 cm olan, karınca ile beslenen hayvan.
ant bear (1).
goril, şempanze. Noun
becerikli
mahir
büyük cazibe
iri sukuşu
(Pinguinus impennis): eskiden Atlantiğin kuzeyinde yaşamış ve halen soyu tükenmiş iri, uçamayan bir kuş. Noun
erken-uçan yarasa
(Pterygistes noctula): bina ve ormanlarda yaşayan, çok erken ve çok yükseklerden
uçan yassıburunlu yarasa.
Noun
büyük karabaşlı martı
(Larus marinus): sırtı kara, karnı ak, uzunluğu ≈ 70 cm. Noun
büyük toy kuşu
(Otis tarda): ekin tarlalarına zarar veren 1 m. uzunlukta bir kuş. Noun
büyük kalori. Noun
büyük parti
büyükbaş hayvan
büyük çember/daire: (a) merkezden geçen düzlemin küre yüzeyi ile arakesiti. (b)küre üzerinde iki noktayı birleştiren en kısa yol. Noun
iki nokta arasındaki en kısa mesafe
uçağın dünyanın çevresinde büyük bir daire çizerek uçması
keşmekeş
İngilterede büyük konsül, kralın mutasarrıflarından kurulu meclis. Noun
(İtalyada) belediye meclisi. Noun
çok/mühim miktar, hayli, külliyetli.
a great deal = a good deal: bir hayli, bir çok.
A great
deal of money was spent.
büyük çapta etki
büyük talep
daktilolara (kişi) olan büyük ihtiyaç
gişe birincisi
büyük yorgunluk
musibet-i kebire Noun
kaynaşma
külfet
büyük servet
büyük galago
(Galago crassicaudatus) : kırçıllı sarı-esmer renkli memeli hayvan. Uzunluğu 33 cm., kuyruğu 37 cm. Noun
(Cambridge üniversitesinde) bitirme sınavı.
derecesi bitirme sınavı
12 grosa, 12x144 = 1728 adet. Noun
büyük hayvan
büyük hızla/süratle.
His work is going great guns.
hayret/şaşkınlık vb. ifade için kullanılır.
120 parça
büyük zihin gücü
önemli sorunlar Noun
büyük mülk sahibi
great rhododendron
devletin borç büyük defteri
acı marul Noun, Plant Species
eşek marulu Noun, Plant Species
büyük çoğunluk
büyük çoğunluk büyük defter
erkân
iri sığırkuyruğu
(V. thapsus).

panda ile ayni anlama gelir. dev panda, iri panda
(Ailuropodamelanoleuca): Tibet ve GB
Çin'de yaşar. Tüyleri beyaz, omuzları, kulakları, bacakları siyah olup gözleri siyah halkalarla çevrilidir. Boyu 1.5 m., omuz yüksekliği 60 cm.
sıracaotu
(Scophularia).
büyük güçler Noun
iri baskı: eskiden İncilin baskısında kullanılan 18 punto. Noun
büyük indirim
tazimat
iri-defne
(Rhododendron maximum): Doğu ABD'de yetişir, pembe beyaz çiçek açar.
great laurel,
great rosebay ile ayni anlama gelir.
Noun
sıkı soruşturma
büyük bilgin
devlet mührü
resmî mühür, (eski) mührü hümayun. Noun
(a) İngilterede Büyük Britanya mührünü taşıyan mühürdar, (b) mühürdarlık makamı. Noun
skua (1).

skua ile ayni anlama gelir. iri martı
(Catharacta skua). Soğuk denizlerde yaşar.
büyük bilgi hazinesi
dâhilik
çenesi kuvvetli
büyük baştankara
(Parus major). Noun
ayak başparmağı. Noun
büyük önem
sorumluluğun verdiği büyük ağırlık Noun
gebe, hamile.
great with child.
sosyete dünyası Noun
Kodak Şirketi'nin popüler adı
(US) Büyük Sarı Baba
külliyetli
...'in çok büyük çoğunluğu Noun
birçok ... Adjective
büyük servet yığmak Verb
birine büyük müsamaha göstermek Verb
büyük servet yığmak Verb
gözünde büyümek Verb
büyük hızla
büyük hızla
pahalıya
yüksek fiyata
büyük para karşılığı
büyük para karşılığı
büyük masraf karşılığı
ihtizaz olmak Verb
kabir azabı çekmek Verb
büyük tehlikede olmak Verb
sıradan olmak Verb
fevkalade olmamak Verb
çok önemli olmak Verb
çok değerli olmak Verb
büyük ihtimam göstermek Verb
çok okumuş olduğunu göstermek Verb
büyük zarar vermek Verb
büyük işler başarmak Verb
bağırı yanmak Verb
büyük masraflar gerektirmek Verb
akla karayı seçmek Verb
büyük siyaset adamları çıkarmış aile
yanmak Verb
büyük masraflar yapmak Verb
parlak geleceği olmak Verb
parlak bir geleceği olmak Verb
revaçta olmak Verb
çok eğlenmek Verb
hoş vakit geçirmek Verb
büyük ümitleri olmak Verb
çok eğlenmek Verb
hayatta büyük başarı kazanmak Verb
sevinçten başı göğe erme
alelacele
yellim yelalim
büyük gösterişte bulunmak Verb
aşırı heyecan uyandırmak Verb
uzun adımlar atmak Verb
dev adımlarla ilerlemek Verb
paldır küldür
sorumsuz zenginler Noun
büyük şirketlere saldırı deyimi
temkinli adam
soğukkanlı adam
büyük faaliyet göstermek Verb
büyük yetkisi olan
çok önemli
yüksek değerde
... açısından son derece önemli Adjective
...'i son derece yakından ilgilendiren Adjective
değeri yüksek
çok önemli
çok önemli şahıs
çok değerli olmak Verb
büyük sorumluluk isteyen görev
büyük masrafa sokmak Verb
büyük değer vermek Verb
(borsa) hisse fiyatları önemli derecede artmak Verb
büyük azim göstermek Verb
çok para harcamak Verb
itina etmek Verb
zahmet çekmek Verb
ihtimam etmek Verb
emek vermek Verb
büyük çoğunluk
büyük çapta
büyük bir sorumluluk üstlenmek Verb
paldır küldür
büyük bir dikkatle Adverb
büyük bir itinayla Adverb
büyük bir dikkatle Adverb
büyük bir özenle Adverb
zor bela Adverb
zar zor Adverb
büyük ısrarla
naçizane
büyük bir memnuniyetle Adverb
ustalıkla
büyük kötülük etmek Verb