backslide

  1. kötü yola sapmak, sapıtmak, doğru yoldan ayrılıp günaha girmek.
    He kept away from strong drinking
    for years, but recently I'm afraid he's begun to backslide: Yıllarca fazla içmekten sakındı, fakat son zamanlarda maalesef yine sapıttı.
  2. backsliding ile ayni anlama gelir. sapınç, dalâlet, sapıtma, gerileme. a backslide from his
    early training: ilk aldığı terbiyeden ayrılıp kötülüğe sapma.