backwards

  1. Adverb geri(ye), geriye/arkaya doğru, ters yönde, tersine, geri geri, gerisin geriye.
    to jump backward =
    backwards: geri sıçramak.
    to lean backward = backwards: geriye (doğru) eğilmek.
    to go/walk backward = backwards: geri gitmek/dönmek.
    to count backward = backwards from 100: 100'den geriye doğru saymak.
  2. Adverb geçmiş zamanlara/maziye doğru.
    to look backward = backwards over one's earlier mistakes: Geçmişteki
    hatalarını gözden geçirmek.
  3. Adverb gerileme, geriye gitme, tedenni.
    Since the uprising the country has moved backward = backwards.
  4. elinden geldiği kadar, gücü yettiği kadar.
    I would always bend over backward = backwards to help him
    in any possible way: Ona daima elimden gelen yardımı yaparım.
  5. mükemmel anlamak/bilmek, en ince ayrıntılarına kadar bilmek.
    I've always been over it so many times
    that I know it backward = backwards: O kadar tekrarladım ki artık en ince ayrıntılarına kadar biliyorum.
bir kelimenin tersten okunuşu Noun, Language-Literature
(a) tersine, kıçın kıçın, (b) karmakarışık, karman çorman.
to have the questions and answers all ass
backwards: soru ve cevapları birbirine karıştırmak.
neredeyse kendini öldürme durumuna gelmek Verb
tornistan etmek Verb
tornistan
şimdiki bilinen önceden bilinmiş olsaydı
işin başlangıcında nasıl davranılırdı sorusuna cevap aramak amacıyla bir olaya ya da işleme geri bakış
kuruluşların elde ettiği başarıların hikâyesini de bildirerek yapılan hisse senedi alım satımı
birşeyin içini dışını bilmek Verb
birşey hakkında deneyim sahibi olmak Verb
birşeyi çok iyi bilmek Verb
geçmişe göz atmak Verb
tornistan etmek Verb
siya Maritime Traffic
siya etmek Verb
bir ileri bir geri
geriye uyumluluk Information Technology
özel itina göstermek Verb
zahmete katlanmak Verb