emrine âmâde.
He seemed to have the whole world at his bidding: Bütün dünyayı emrine âmâde sanıyordu.
to be at someone's bidding: birinin emrinde olmak.
bir kimsenin emrine göre hareket etmek, birisi ne söylerse onu yapmak.
She was terribly spoiled and expected people to do her bidding: Son derece şımartılmıştı ve herkesin kendi emrine göre hareket etmesini istiyordu.
yalancı artırışla fiyat yükseltme
kapalı zarf usulü teklif verme
ihalede danışıklı hareket
Noun, Competition Law
ihaleden eli boş dönmek
Verb
bir ihalede eli boş dönmek
Verb
açık ihale
Noun, Public Administration
açık artırma da artırmak
Verb
(açık artırma) fiyatı yükseltmek
Verb
ihale analizi
Noun, Competition Law
ihale dosyası
Noun, Contracts
bu uygulama kanunen yasaktır
fiyatları yukarı çekmek ya da düşürmek amacıyla bir grup borsa simsarı ya da antika tüccarının bir arada hareket etmesi
ihaleye fesat karıştırmak
Verb, Law