Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
bleeder
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun, Medicine
(bkz:
hemophiliac
).
Noun
hastadan kan alan.
Noun
anaforcu, asalak, başkasından para sızdıran, serseri.
I told that bleeder not to come here again
:
O serseriye bir daha buraya uğramamasını söyledim.
Noun
içteki madeni dışarı taşmış döküm.
Noun
bleeder resistor
ile ayni anlama gelir. gerilim-düzen direnci: gerilimi sabit tutmak için bir
kaynağın uçlarına paralel bağlanan direnç.
Noun
(basketbolde) falso, hatalı atılan top.
Noun
boşaltma musluğu.
Noun
herif, adam.
That lucky bleeder! You poor old bleeder!
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
bleeder resistor
bleeder
ile ayni anlama gelir. gerilim-düzen direnci: gerilimi sabit tutmak için bir kaynağın
uçlarına paralel bağlanan direnç.
bleeder valve
boşaltma sübabı
a bleeder of a/an
can sıkıcı, muacciz, baş belası.
A (real) bleeder of a snowstorm
: Baş belası bir kar fırtınası.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.