Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
blight
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
(bitkilerde) (a) sürme, şarbon, yanık, samyeli, (b) kavrulma, yanma, küllenme vb. gibi herhangi bir âfet.
musibet, bela, felaket.
Bankruptcy was the blight of the family
: İflâs aileyi felakete sürükledi.
yakmak, kavurmak, kurutmak, çürütmek, harabiyetine sebep olmak.
Frost blighted the crops
: Don, mahsulü kavurdu/mahvetti.
mahvetmek, harap etmek, tahrip etmek, (umutlarını) kırmak.
blight someone's hopes
: umutlarını
kırmak/boşa çıkarmak.
Illness blighted his hopes
: Hastalık umutlarını kırdı.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
(plant) blight
yanık
(wind , cold) to blight
kavurmak
Verb
chestnut blight
kestane sürmesi: bilhassa Amerikada kestane ağaçlarının kabuklarının soyulması ve ağacın kuruması ile
sonuçlanan hastalık.
Endothia parasitica
mantarları sebep olur.
fire blight
kızılsam: elma, armut, ayva vb. meyvelerde
Erwinia amylovora
bakterilerinin sebep olduğu ciddî bulaşıcı hastalık.
Noun
leaf blight
yaprak küfü: yapraklara ârız olan bir tür hastalık.
Noun
planning blight
vb satılması ya da orada inşaat yapılması güçlüğü
planning blight
binanın
planning blight
belediye ya da hükümetin kararlaştırdığı nazım plan içinde kaldığından bir arsanın
blight a crop
vurmak
Verb
blight notice
mal sahibinin bir araziyi fiilen makul bir fiyata satılığa çıkarmış olduğunu bildirerek alıcı bulamadığını
arazi satın alma müdürlüğüne bildirmesi
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.