canvass

English-Turkish Translation

  1. (kapı kapı/köy köy dolaşarak halktan) oy dilenme(k)/toplama(k), fikir veya oylarını sorma(k), sipariş
    toplama(k)/satış yapma(k).
    The labor party has canvass = canvased all this town, but it won't win the election.
  2. inceleme(k), soruşturma(k), araştırma(k), tahkik/tetkik (etmek), tartışmak, müzakere etmek.
  3. seçim kampanyası.
  4. şiddetle eleştirmek/tenkit etmek.
  5. (a) oy/sipariş toplayan, (b) inceleyen, soruşturan, araştıran kimse.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

advance canvass
ön inceleme
door-to-door canvass
kapı kapı dolaşarak oy veya sipariş toplama
give someone the canvass
birini işten kovmak Verb
canvass a constituency
bir seçim bölgesindeki seçmenlerin kapı kapı dolaşarak oyunu almaya çalışmak Verb
canvass a district
bir bölgeyi dolaşarak oy toplamak Verb
canvass a town
bir şehirde kapı kapı dolaşarak oy veya sipariş toplamak Verb
canvass an area
bir bölgede kapı kapı dolaşarak oy veya sipariş toplamak Verb
canvass an electorate
oy toplamak için bir seçmenler topluluğuna propaganda yapmak Verb
canvass an electorate
seçmenlerin kapı kapı dolaşarak oyunu almaya çalışmak Verb
canvass customer
müşterileri ziyaret etmek Verb
canvass for a candidate
bir aday için kamuoyu araştırması yapmak Verb
canvass for a newspaper
bir gazete için abone toplamak Verb
canvass for a seat
parlamentoda bir sandalyeye talip olmak Verb
canvass for the conservative candidate
konservatif aday için oy toplamak Verb
canvass for votes
kamuoyu yoklaması yapmak Verb
canvass for votes
kamu oyu yoklaması yapmak Verb
canvass for votes
oy için kamuoyu araştırması yapmak Verb
canvass from door to door
kapı kapı dolaşarak oy toplamak Verb
canvass in a town
şehirde kapı kapı dolaşarak oy toplamak Verb
canvass of votes
oyların incelenmesi
canvass on (in ,) behalf of charity
(Br) US yardımseverlik için para toplamak Verb
canvass orders
ev ev dolaşıp sipariş toplamak Verb
canvass subscribers
abone toplamak Verb
make a canvass of a constituency
bir seçmen bölgesinde yolculuğa çıkmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database