işten ayrılmayı istemek
Verb
işten kovulmak istemek
Verb
birine kartını vermek
Verb
planını uygulamak, düşündüklerini yapmak, kozunu oynamak.
play one's cards well: kozunu iyi oynamak.
If the negotiation fails, we still have another card to play.
If you play your cards properly: Fırsattan yararlanabilirsen, kozunu iyi oynarsan.
saman altından su yürütmek, kimseye sezdirmeden işini becermek.
kartlarını kötü oynamak
Verb
fırsattan yararlanmak, olanakları değerlendirmek.
tuttuğunu koparmak, işini başarmak/becermek.
hiçbir şey gizlememek, herşeyi olduğu gibi (samimiyetle) açıklamak, gizlisi kapaklısı olmamak.
pazarlık odasında bulunmak
Verb
kâğıt oyununda şansı olmak
Verb
iskambil oyununda hile yapmak
Verb
birini iskambilde aldatmak
Verb
metrolardaki yürüyen merdivenler boyunca asılı reklamlar
Noun
dosya endeks kartları
Noun
(veya
odds)
stacked against someone: büyük güçlüklerle karşılaşmak, engellere çatmak.
Any new political party in Britain starts with the odds heavily stacked against it. The cards are stacked against a poor boy who wants to go to college.
bütün kozlar elinde olmak
Verb
tüm kozları elinde bulundurmak
Verb
tüm kozlar elinde olmak
Verb
bütün kozları elinde bulundurmak
Verb
bütün kozlar elinde olmak
Verb
tüm kozları elinde bulundurmak
Verb
tüm kozlar elinde olmak
Verb
bütün kozları elinde bulundurmak
Verb
entipüften/dayanıksız iş, kolay yıkılan şey.
Noun
olasılı, muhtemel, mümkün.
It is (quite) on the cards that: olabilir, beklenir, muhtemeldir.
işaret algılama kartları
Noun
kartları karıştırmak
Verb
hafızalı kredi kartları (banka hesabının kartın hafızasına kayıtlı olduğu ve yapılan harcamaların otomatik
olarak bu hesaptan düşüldüğü kredi kartı
hile ile kart dizmek
Verb
iskambil kâğıtlarıyla yapılan oyunlar
Noun
iskambil kâğıtlarıyla yapılan oyunlar
Noun
yolcu vagonlarının içindeki reklamlar
Noun
alışverişte banka kartı uygulaması