circumvent

  1. Transitive Verb tuzağa düşürmek, faka bastırmak, etrafını kuşatarak sıkıştırmak, kapana kıstırmak, sarmak, kuşatmak, muhasara etmek.
  2. Transitive Verb etrafını dolaşarak gitmek, çevresini dolaşmak, kaçınmak.
    to circumvent the lake. to circumvent a town.
    We can circumvent the heavy traffic by taking this route.
  3. Transitive Verb kurnazca kurtulmak/tehlikeden sıyrılmak, (tehlikeyi) atlatmak/önlemek /bertaraf etmek, geçiştirmek, savuşturmak.

    to circumvent a disaster. The rebels plans to take over the radio station were circumvented by the police.
bir kanunun kaçamak yollarından yararlanmak Verb
kanunun kaçamak yollarından yararlanmak Verb
kanunun boşluklarından yararlanmak Verb
bir patenti tahrif etmek Verb
bir kentin çevresinde dolaşmak Verb
kanunun ruhunu çarpıtmak Verb