civil

  1. Adjective toplumsal, toplumla/vatandaşlarla ilgili.
    civil life: toplum hayatı.
    civil institution:
    toplumsal kurum.
    civil liberties: toplum özgürlükleri.
  2. Adjective millî, millete/devlete/hükümete ait.
    civil affairs: devlet işleri.
  3. Adjective sivil, askerî veya dinî olmayan, halkın günlük yaşamları ile ilgili.
    in civil life.
  4. Adjective vatandaşlık+.
    a civil duty: vatandaşlık görevi.
  5. Adjective uygar, medenî.
    civil society: uygar toplum.
    civil rights.
  6. Adjective nazik, kibar, terbiyeli.
    Try to be civil to her, even if you don't like her.
  7. Adjective günlük yaşantıda kabul edilen (zaman bölümü).
    civil day.
  8. Adjective, Law (a) Roma medenî kanununa uygun, (b) kişisel hakları ilgilendiren, kişisel, bireysel, ferdî.
  9. Adjective iç, dahilî, milletin fertleri arasında olan.
    civil war: iç savaş.
medeni ve siyasi haklar Noun, Rights-Freedoms
Bina dışı yapıların inşaatı (NACE kodu: 42) Noun, Trades-Professions
hukuk yargılaması Noun, Law
Bina dışı diğer yapılara ait projelerin inşaatı (NACE kodu: 42.9) Noun, Trades-Professions
Başka yerde sınıflandırılmamış bina dışı diğer yapılara ait projelerin inşaatı (NACE kodu: 42.99) Noun, Trades-Professions
Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayriadli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Sözleşme Noun, International Law
Hukuki ve Ticari Konularda Yabancı Ülkelerde Delil Sağlanmasına Hakkında Sözleşme Noun, International Law
ceza hakimi, ceza mahkemesi hakimi Noun, Law
ceza hakimi, ceza mahkemesi hakimi Noun, Law
Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi Noun, International Law
Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi Proper Name, Law
Bina ve bina dışı inşaatlarda kullanılan makine ve ekipmanların kiralanması ve leasingi (NACE kodu: 77.32) Noun, Trades-Professions
Hukuki ve Ticari Konularda Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Sözleşmesine Ek Protokol Noun, International Law
Madencilik, bina ve bina dışı inşaat makinelerinin toptan ticareti (NACE kodu: 46.63) Noun, Trades-Professions
hukuk davası. Noun
bireyler arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesi için açılan dava
hususi hukuk davası Noun
sivil idare
mülki idare Noun, Public Administration
sivil uçak
sivil havaalanı
sivil makamlar Noun
mülki makam Noun, Public Administration
sivil havacılık Noun, Transport
kefalet
bir hususi hukuk davasıyla ilgili olarak verilen teminat
özel hukuk davasına gösterilen teminat
kendisine kefalet edecek iki ya da daha fazla kişinin ödeyeceği kefalet üzerine
hususi hukuk davası ile ilgili olarak verilen teminat : sanığın
aynı zamanda da bir borcu ödeyeceğine ya da medeni hukuk yükümlülüğünü yerine getireceğine dair sanığın
doğrudan doğruya veya dolaylı ikrarı üzerine t
herhangi bir hükümet temsilciliğince tedavüle çıkarılan tahviller Noun
(US) herhangi bir hükümet temsilciliğince tedavüle çıkarılan tahviller Noun
özel hukuk davası Noun
hususi hukuk davası Noun
hususa hukuk davası Noun
hukuk davası Noun, Law
medenî kanun, yurttaşlık yasası. Noun
cali hısımlık
evlat edinmeden doğan hısımlık
ayaklanma
iç savaş
halk ayaklanması
kargaşa
halk hareketi
yasaklanan bir fiilde bulunma konusunda anlaşma
bir hukuk davasında taraflardan birinin mahkemenin diğer taraf lehine aldığı bir karara uymaması
bir hukuk davasında taraflardan birinin mahkemenin diğer taraf lehine ittihaz ettiği bir karara uymaması
(bu hareketin müeyyidesi de cezai değil , huk
evlilik akdi
ticari bir maksatla veya üyelerinin kâr ve çıkarlarını koruma amacıyla oluşturulan tüzel kişi veya şirket
ticari bir amaçla veya üyelerinin kâr ve çıkarlarını koruma amacıyla oluşturulan tüzel kişi veya şirket
tüzel kişi veya tv
Roma Hukuku
(US) hususi hukuk mahkemesi
hususi hukuk mahkemesi
hukuk mahkemesi Noun, Law
medeni hukuk mahkemesi
üçüncü kişilere karşı ika olunan zarar tazminatı
(US) zarar ziyan
gün: gece yarısından itibaren geçen 24 saatlik süre. Noun
medenî haklardan yoksunluk/mahrumiyet, manevî ölüm. Noun
sivil ölüm Noun
kefalet borcu
kefalet borçu
sivil savunma
(US) sivil savunma
sivil savunma. Noun
medeni ve siyasi haklardan ıskat
medeni ve siyasi haklardan yasaklama
evlenme ehliyetsizliği
hukuki ehliyetsizlik
toplu direnme: vatandaşların boykot, vergi ödememe, toplu gösteri yollariyle hükümetin yasa ve emirlerine karşı koymaları. Noun
medeni hukuk davası Noun
idari bölge
toplumsal olay Noun, Politics-Intl. Relations
sivil giysi
mülki görev Noun, Public Administration
devlet ekonomisi
bir devletin kendi vatandaşlarının gemilerine uyguladığı ambargo
bir devletin kendi vatandaşlarına ait gemilere uyguladığı ambargo
sivil istihdam
sivil iş
inşaat mühendisi. Noun
inşaat mühendisliği. Noun
inşaat mühendisliği Noun, Engineering
kamu yararına kuruluş
idari giderler tahmini
(kira , faiz gibi) medeni semereler Noun
medeni semereler Noun
belediye
sivil inisiyatif Noun
ferde yapılan zarar
bireye yapılan zarar
ferdi hakların ihlâli
dava edilebilecek hasar
dava zarar ziyan
dava edilebilecek zarar ziyan
mülkiye müfettişi Noun, Public Administration
halkın hükümete karşı ayaklanması
hukuk hakimi, hukuk mahkemesi hakimi Noun, Law
ceza hukuku ile ilgisi olmayan kaza yetkisi
hukuk davalarında yargı kararı
medeni hukuk adaleti
medenî kanun. Noun
Roma hukuku. Noun
Roma hukukunu esas alan yasalar. Noun
medeni hukuk Noun, Law
hukuki sorumluluk Noun, Law
reşit ve mümeyyiz bir kimsenin eylem ve hareketleriyle başkalarına yapılan zararları tazmin ve telafi sorumluluğu
reşit ve mümeyyiz bir kimsenin fiil ve hareketleri ile başkalarına vaki olan zararları tazmin ve telafi sorumluluğu
kişisel özgürlükler Noun, Law
kişisel/toplumsal özgürlükler: kişilere yasalarla tanına özgürlükler. Noun
sivil hayat
Kraliçe ve sarayın ödeneği. Noun
medenî nikâh. Noun
madenî nikâh.
resmi nikah Noun, Law
müdahalenin meni davası Noun
hukuken bağlayıcı ve mahkeme marifetiyle riayeti sağlanabilen borç ve başka yükümlülükler
dava edilebilir borç
hukuki bağlayıcılığa sahip olan mükellefiyet
hukuken bağlayıcı ve mahkeme aracılığıyla riayeti sağlanabilen borç vesair yükümlülükler
ilave edilebilir borç
hukuki bağlayıcılığa sahip olan vecibe
medeni kanuna karşı gelme
medeni kanuna karşı gelme
sivil devlet dairesi
sivil devlet idaresi
(US) idare memuru
(Br) yerel yönetim
hukuki ortaklık
devlet memuru emeklisi
sivil polis
mülki güç Noun, Public Administration
medeni kanun usul hukuku
medeni hukuk usulü
hukuk usulü
medeni usul hukuku
hukuk mahkemeleri usulü
hususi hukuk usulü
sivil savunma (afetlere karşı)
şahsi hal
iç ayaklanma
nüfus idaresi Noun, Public Administration
nüfus müdürlüğü Noun, Public Administration
hususi hukuk kanun yolları Noun
medeni hukuk davalarında medeni hukuk çaresi
medeni sorumluluk
tazmin ve telafi yükümlülüğü
hususi hukuk sorumluluğu
hukuki sorumluluk
iç ihtilal
dahili ihtilal
insan hakları, medenî haklar: ABD Anayasasının 13 ve 14 muaddel şekli ile vatandaşlara sağladığı haklar. Noun
ABD'de zencilerin beyazlarla hukukî, ekonomik ve toplumsal eşitliği. Noun
sivil memur, mülkiye memuru Noun
devlet memuru Noun, Law
memur Noun, Public Administration
devlet memuru Noun, Public Administration
memurin
kamu görevi, amme hizmeti, hükümetin sivil hizmetleri (millî savunma dışındaki görevleri).
She works in civil service. Noun
devlet memurluğu. Noun
sivil devlet memurları.
The civil service ought to obey the elected government. Noun
devlet memurlarını sınavla atama yöntemi.
civil examination: sivil devlet memurluğu sınavı. Noun
hususi hukuk dairesi
sivil toplum Noun, Politics-Intl. Relations
sivil toplum Noun, Politics-Intl. Relations
medenî hal (evlilik, bekärlık vb.). Noun
medeni hal
kişi halleri Noun, Civil Law
medeni kanun
iç kargaşa
yurttaş itaatsizliği
vergi grevi
hukuk davası Noun
hususa hukuk davası Noun
hususi hukuk davası Noun
örfi vergiler Noun
astronomik saat, güneş saati: güneşin tam tepede bulunduğu ardışık iki an arasını 24 saat addederek hesaplanan zaman.
hukuk muhakemeleri usulü davası Noun
hukuk mahkemesi
halk ayaklanması Noun, Politics-Intl. Relations
iç savaş. Noun
ABD İç Savaşları (1861-65). Noun
inşaat işleri Noun, Construction
bayındırlık işleri Noun, Construction
müsaade edilmeyen fiiller Noun
takvim yılı: (a) year (2), (b) bir yılın belirli bir gününden ertesi yılın aynı gününe kadar geçen süre.
takvim yılı. Noun