clinker

  1. cüruf, maden kömürü cürufu.
  2. sert tuğla.
  3. fırında fazla yakılmış tuğla.
  4. şıkırdayan/ şangırdayan (şey).
  5. şıkırdatan/şangırdatan (kimse).
  6. hata, yanlışlık, falso,başarısızlık örneği, başarısız şey.
    In spite of our efforts, the play turned out to be a clinker.
  7. kusurlu/tapon mal.
  8. cüruflaş(tır)mak, eriyip birbirine yapışmak.
  9. cüruflarını ayırmak/temizlemek.
(teknelerle ilgili olarak) tahta ya da metal kaplamaları birbiri üzerine bindirilmiş
bindirme
bindirme kaplamalı
bindirme