concentration

English-Turkish Translation

  1. Noun, Competition Law yoğunlaşma
  2. Noun merkezîleş(tir)me, temerküz, (bir yere) topla(n)ma, toparla(n)ma, yığ(ıl)ma, bir noktada birleş(tir)me.
  3. Noun topluluk, küme, yığın.
    a concentration of stars: yıldız kümesi.
  4. Noun dikkatini bir şey üzerinde toplama, bir şeye zihnini verme, bir hedefe yönel(t)me.
    He focused his
    concentration on the swinging pendulum.
  5. Noun, Military (a) yığınak (yapma), harekâta hazırlık olarak askerî kuvvetleri bir bölgede toplama, (b) (topçuda) ateş teksifi.
  6. Noun ihtisaslaştırma: yüksek öğrenimde bir öğrencinin akademik programını belirli konulara yöneltme.
  7. Noun, Chemistry derişim, derişme, yoğunluk, yoğunlaşma, koyuluk, koyulaşma.
  8. Noun (iskambilde) dikkat oyunu.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

break someone's concentration
birinin konsantrasyonunu bozmak Verb
break someone's concentration
birinin dikkatini dağıtmak Verb
absolute concentration
mutlak derişim Noun, Physics
absolute concentration
mutlak konsantrasyon Noun
aggregate concentration
toplam yoğunlaşma Noun, Competition Law
area concentration
pazarlama çabasının belli bir coğrafi bölge üzerinde yoğunlaştırılmasını ifade eden reklamcılık deyimi
blood glucose concentration
kan şekeri Noun, Medicine
blood sugar concentration
kan şekeri Noun, Medicine
business concentration
işletmelerin yoğun olması
buyer concentration
alıcı yoğunlaşması Noun, Competition Law
economic concentration
ekonomik yoğunluk
factor concentration
faktör yoğunluğu
geographical concentration
coğrafi yoğunlaşma
geographical concentration
satışları ya da satış teşvik kampanyalarını belirli bir coğrafi bölgede yoğunlaştırma
industrial concentration
sanayii yoğunluğu
industrial concentration
sanayi yoğunluğu
industry concentration
endüstri yoğunlaşması Noun, Competition Law
market concentration
pazar temerküzü
measurement of concentration
yoğunlaşmanın ölçümü Noun, Competition Law
ozone concentration
ozon konsantrasyon
power of concentration
zihnini bir şey üzerinde toplama gücü
process of concentration
yoğunlaşma süreci
risk concentration
risk yoğunlaşması Noun, Banking
seasonal concentration
mevsimsel yoğunlaşma (satışları ya da satış teşvik kampanyalarını yılın belirli bir döneminde yoğunlaştırma
seasonal concentration
mevsim sel yoğunlaşma
concentration account
aynı ad altında tutulan başka hesaplardan fonların zaman zaman aktarıldığı mevduat hesabı
concentration area
ateş toplama bölgesi
concentration area
yığınak bölgesi
concentration camp
toplama/temerküz kampı.
concentration of capital
sermayenin yoğunlatması
concentration of capital
sermaye temerküzü
concentration of economic power
ekonomik gücün toplanması
concentration of industries
sanayicilerin toplanması (belirli sanayilerin belirli bölge veya mahallerde toplanması
concentration of investments
yatırımların bir yerde toplaşması
concentration of ownership
mülkiyetin bir kişinin veya sınırlı sayıdaki şirketlerin elinde toplanması
concentration of power
iktidarın bir şahıs veya küçük bir grup elinde toplanması
concentration of troops
askeri birliklerin toplanması
concentration risk
yoğunlaşma riski Noun
declare a concentration unlawful
bir yoğunlaşmanın hukuka aykırı olduğunu açıklamak Verb
price concentration analysis
fiyat yoğunlaşma analizi Noun, Competition Law
English-Turkish phrases from Zargan's own database