cone

  1. Noun, Botany kozalak
  2. Noun, Geometry koni
  3. Geometry koni, mahrut.
  4. Botany koza, kozalak.
  5. koni şeklinde yığın vb.
    Sawdust piled in a great cone.
  6. Anatomy gözün ağ katmanında (= retinada) renk ve ışığa duyarlı koni biçimli gözelerden herbiri,
    bk:
    rod1 (15).
  7. konikleştirmek, koni biçimi vermek.
yelpaze biçiminde lığ: hızı birden azalan nehrin bıraktığı yelpazeye benzer toprak birikintisi.
birikinti konisi Noun, Geography
dişi yumurtaya dölleyici spermin girdiği yer. Noun
rüzgâr tünelinin ağzı. Noun, Aviation
kozak.
kesik koni.
ice cream cone: dondurma külâhı.
truncated cone: kesik koni.
dondurma külahı
(a) dondurma külâhı: koni biçiminde, yenebilen dondurma kabı, (b) bu kap içine konulmuş dondurma.
burun konisi: uzay roketinin koni şeklindeki ön kısmı. Noun
çam kozalağı Noun, Botany
yel yöngeli, yel tulumu/ konisi: hava alanlarında vb. rüzgâr yönünü gösteren direğe asılı koni biçiminde
içi boş kumaş.
windsock ile ayni anlama gelir.
Noun
konik yatak
bilyalı yatak
konik kırıcı Noun
konik dişli.
sessizlik konisi: tepesi radyoverici istasyonunda olan ve içindeki bölgede yayın duyulmayan ters koni. Noun
konik makara.