consistent

  1. Adjective tutarlı, birbirini tutan, insicamlı, kararlı, istikrarlı, müstakar.
    He followed a consistent policy throughout his career.
  2. Adjective (birbirine) uygun, uyar, mutabık, âhenkli, çelişmesiz, aralarında uygunluk/mutabakat olan.
    This report
    is not consistent with the facts.
    consistent with your wishes: arzularınıza uyarak/uygun olarak.
  3. Adjective sağlam, sıkıca bağlı, birbirini sıkıca tutan.
  4. Adjective katı, sıkı.
tutarsız
tutarlı düşünme
tutarlı iş politikası Noun
uygun şartlar (çelişmeyen şartlar Noun
çelişmeyen şart
tutarlı yöntem
tutarlı uygulama
tutmak Verb
ağdalanmak ağdalaşmak Verb
sağlam ticari örf ve âdetlere uygun
... ile örtüşmek Verb