contrive

  1. Verb icat etmek, yaratmak, fevkalâde buluş yapmak, üstün bilgi ve zekâ ile meydana getirmek, bulmak.
    He
    contrived a machine using solar energy.
  2. Verb (kötülük, hıyanet vb. maksadıyla) kurnazca plan kurmak/tertiplemek, entrika çevirmek.
    to contrive treachery.
  3. Verb bir çaresini/yolunu bulmak.
    to contrive ways of handling the situation. The prisoner contrived a way of escaping/to escape.
tutumlu idare etmek Verb
uydurmak, (güçlüğe rağmen) başarmak/muvaffak olmak, becermek.
becermek Verb
uydurmak Verb
hal çaresi bulmak Verb