controlling

English-Turkish Translation

  1. kontrol eden
  2. yöneten, idare/kontrol/kumanda eden, hâkim olan.
    controlling power/force.
  3. ana+, temel+.
    controlling factors/circumstances: temel etkenler/koşullar.
  4. denetleme, yönetme, kontrol/kumanda etme, hâkim olma.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

accounts payable controlling
alacaklılar ana hesabı
Department of Internal Controlling
İç Kontrol Daire Başkanlığı Noun, Organizations
controlling a
kontrolü elinde bulunduran hissedar
controlling account
cari hesap
controlling account
kontrol hesabı
controlling account
defteri kebirdeki cari hesap
controlling account
öteki defterlerdeki ayrıntılı hesapların sonuçlarını bildiren hesap
controlling authority
tetkik mercii
controlling body
denetleme organı
controlling body
kontrol organı
controlling company
bir ya da daha çok sayıdaki şirketin hisselerinin yarısından çoğunu ya da tamamını elde tutmak amacı ile oluşturulmuş şirket
controlling company
ana şirket (birden çok şirketi kontrolü altında bulunduran şirket
controlling company
bir ya da daha çok sayıdaki şirketin hisselerinin yarısından çoğunu ya da t
controlling company
ana şirket
controlling company accounting
ana şirket muhasebesi Noun
controlling interest
sermayenin çoğunluğu
controlling interest
kontrol hissedarı
controlling interest
bir ya da daha fazla şirketin hisselerinin yarıdan fazlasını veya tamamını elde tutmak amacı ile oluşturulan şirketin durumu
controlling share
hakim hisse Noun, Management
controlling shareholder
hakim hissedar Noun, Management
controlling shareholder
hakim pay sahibi Noun, Management
controlling shareholder (stockholder ,)
(Br) US hisselerin çoğunluğunu elinde tutan hissedar
controlling stockholder
(US) hisse senetlerinin çoğunluğunu elde bulunduran hissedar
controlling stockholder
hisse senetlerinin çoğunluğunu elinde bulunduran hissedar
a controlling device
denetici
exchange controlling countries
döviz kontrolü olan ülkeler Noun
have the controlling interest
şirketin çoğunluk hissesini elde etmek Verb
have the controlling vote
nüfuzu olmak Verb
hold controlling interest
sermaye çoğunluğuna sahip olmak Verb
police officer controlling traffic
trafik polisi
ultimate controlling shareholder
nihai hakim pay sahibi Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database