dahil

Turkish-English Translation

  1. including
  2. interior
  3. inside
  4. inland
  5. attached
  6. included
  7. incluted
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Balık, kabuklular ve yumuşakçalar da dahil diğer gıda maddelerinin toptan ticareti (NACE kodu: 46.38)
Wholesale of other food, including fish, crustaceans and molluscs (NACE code: G46.3.8) Noun, Trades-Professions
Diplomatik Ajanlar Dahil Uluslararası Korunan Şahıslara Karşı Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılması Hakkındaki New York Sözleşmesi
New York Convention on the Prevention and Punishment of Crimes against Internationally Protected Persons,
Including Diplomatic Agents
Proper Name, Law
(otel) her şey dahil
inclusive terms
(otelde) ücrete sabah kahvaltısı ve bir öğün yemek dahil
half board
(pansiyon veya otel) kahvaltı ile akşam yemeği dahil
partial board
ambalaj dahil
packing included
amortisman dahil
private rate of return
boşlaltma masrafları dahil
landed price
bütün harç ve masraflar dahil
including all charges and expenses
bütün harç ve masraflar dahil
including all charges
bütün masraf ve harçlar dahil
inclusive charges
bütün masraflar dahil
all costs included
bütün masraflar dahil
all expenses included
daha önce birikmiş faiz geliri dahil
car
devlet tahvilleri de dahil
buy into
devletlerarası borçlanmalar dahil
capital account
faiz dahil
inclusive of interest
fiyat stratejisi dahil
competitive strategy
fiyata her şey dahil
all inclusive price
fiyata her şey dahil
inclusive price
gezi yöneticisinin hizmetleri dahil
foreign escorted tour
haklarında elde edilen en gerekli bilgi de dahil
composite inventory
hata ya da ihmal yüzünden doğan zarar ziyanlar dahil
actio damni injuria
her şey dahil
(hotel) inclusive terms
indirimler dahil
full terms
Japonya dahil
first world
kadroya dahil
on the permanent staff
kâr payı dahil
dividend on
kâr payı dahil
(US) dividend on
kasa mevcudu da dahil
available assets
KDV dahil
including VAT Adverb, Accounting
KDV dahil
inclusive of VAT Adverb, Accounting
konuşma ve müzik aletlerinin sesleri dahil
synthesizer
masraflar dahil
including the expenses
Pazar günü dahil
running days
piyango dahil
cum imf
posta ücreti dahil
post paid
ruhban sınıfına dahil
clerical
satış fiyatına yükleme boşaltma dahil
landed terms
servis dahil
attendance included
tam kasko sigorta (çarpışma dahil
comprehensive plus collision
tüm girişlerin denetlenmesi dahil
night audit
tüm nakliye masrafları dahil
inclusive of all transport costs
yeni hesaba dahil
balance to new accounts
yiyecek satın alımı ve personelle ilgili kararlar dahil
executive chef
yolculuk etme türü dahil
jet set
dahil eden
including
dahil edilme
incorporation Noun
dahil etme
involvement Noun
dahil etme
implication Noun
dahil etme
incorporation Noun
dahil etme
inclusion
dahil etmek
to count Verb
dahil etmek
to implicate Verb
dahil etmemek
to cut out Verb
dahil olma
involvement Noun
dahil olma
inclusion
dahil olma
implication Noun
dahil olmak
to partake Verb
dahil olmak
to be on the register Verb
dahil olmak
to merge Verb
dahil olmak üzere
with the inclusion of
(hizmetçi) yemek parası dahil verilen ücret
board wages
... dahil olmak üzere
with the inclusion of
... dahil olmak üzere
including
... de dahil olmak, ancak bununla sınırlı olmamak üzere
including, without limitation, ... Adverb, Law
... de dahil olmak, ancak bununla sınırlı olmamak üzere
including but not limited to ... Adverb, Law
… da dahil olmak, ancak bununla sınırlı olmamak üzere
including, without limitation, … Adverb, Law
anlaşmaya dahil olmayan ülke
nonagreement country
aralık ayı dahil ayın sonuna kadar
up to and including december
atıfta bulunmak suretiyle dahil edilmek
(to be) included by reference Law
bir anlaşmaya dahil edilmemek için talepte bulunmak
to ask to be left out of an agreement Verb
birini vasiyetine dahil etmek
to include someone in a will Verb
birini vasiyetnamesine dahil etmek
to include someone in one's will Verb
birliğe dahil şirket
constituent company
bunlarla sınırlı olmamakla birlikte aşağıdakiler dahil olmak üzere
including but not limited to the following Adverb, Law
bütün masraf ve harçların dahil olması
inclusive charge
davaya dahil olmak
to intervene Verb
Federal Tarımsal İpotek Şirketi (hükümetin yaptığı bankacılık bölümüne dahil kuruluş
Federal farm mortgage corporation
fiyata dahil değil
not included in the price
fiyata hangi hizmetlerin dahil olduğunu gösteren liste
land only
genel halkı dahil etmemek
to exclude the general public Verb
herşey dahil maliyet
fully-loaded cost Noun, Accounting
hesaba rakamları dahil etmek
to fill in the figures Verb
içine bir şeyin dahil edildiği anlaşma
package deal
içki fiyatları dahil değildir
drinks extra
İngiliz Milletler Topluluğu'na dahil ülkelerin
commonwealth preference
ister istemez dahil olan taraflar
necessary parties Noun
kahvaltı dahil değildir
breakfast is not included
kordiplomatik (diplomat sınıfına dahil olanlar
diplomatic corps Noun
oda ve yiyecek dahil tam pansiyon
room and board
oda ve yiyecek dahil tam pansiyon
room an board
parlamentoya dahil olmak
to sit in parliament Verb
posta birliğine dahil olmayan devlet
nonunion country
servis fatura fiyatına dahil değildir
tip is not included in the bill
servis ücrete dahil değildir
the tip is not included in the bill
servis ve / veya yeme içme dahil bir yer veya uyunacak mahal
accomodations
su parasının kiraya dahil edilmediği kiracılar
compound householders Noun
terekeye dahil belirli malların idaresi
special administration
teslim masrafları dahil değildir
delivery is not allow-ed for
yemeklerin otel odası fiyatına dahil edilmemesi
European plan
yeni güvenlik kurallarına dahil olmak
to qualify under the new safety regulations Verb
yeniden dahil etmek
to reintroduce Verb
yeniden dahil etmek .
reintroduce
bir gruba dâhil olmak
to fall in with someone Verb
birin birşeye dâhil etmek
to draw someone into something Verb
birini bir tartışmaya dâhil etmek
to bring someone into a discussion Verb
birini birşeye dâhil etmek
to bring someone into something Verb
birini birşeye dâhil etmek
to involve someone in something Verb
birini dâhil etmek
to draw in someone Verb
birini dâhil etmek
to bring someone in Verb
birini dâhil etmemek
to miss out someone Verb
birinin birşeye dâhil olmasını sağlamak
to draw someone into something Verb
Birleşmiş Milletler Diplomasi Ajanları Dahil Olmak Üzere Uluslararası Korunan Kişilere Karşı İşlenen Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme
United Nations Convention on the Prevention and Punishment of Crimes Against Internationally Protected
Persons, Including Diplomatic Agents
Noun, International Law
birliğe dâhil etmek
to team someone up Verb
birliğe dâhil etmek
to team Verb
birşeye dâhil etmek
to feature in something Verb
birşeye dâhil olmak
to come into something Verb
birşeye dâhil olmak
to feature in something Verb
birşeye dâhil olmak
to be featured in something Verb
birşeye dâhil olmak istemek
to want in Verb
birşeyi birşeye dâhil etmek
to include something in something Verb
birşeyi birşeye dâhil etmek
to incorporate something into something Verb
birşeyi birşeye dâhil etmek
to work something into something Verb
birşeyi birşeye dâhil etmek
to include something on something Verb
birşeyi birşeye dâhil etmemek
to except something from something Verb
birşeyi dâhil etmek
to add in something Verb
birşeyi dâhil etmek
to work in something Verb
birşeyi dâhil etmemek
to miss out something Verb
birşeyi dâhil etmemek
to leave something off Verb
dâhil etmek
to bring in Verb
dâhil etmek
to include Verb
dâhil etmek
to add Verb
dâhil etmek
to incorporate Verb
dâhil etmemek
to except Verb
dâhil olmak
to fall under Verb
dâhil olmak
to fall within Verb
dâhil olmak
to come in Verb
dâhil olmak
to fall into Verb
dâhil olmak
to contribute Verb
dâhil olmak
to involve yourself in Verb
ekibe dâhil etmek
to team Verb
sohbete dâhil olmak
to come in Verb
takıma dâhil etmek
to team Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. İçinde, içinde bulunan
  2. Birinin himâyesine ... ilticâ eden
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.