deal in

  1. Verb oyunda iskambil kâğıtlarını dağıtmak
  2. Verb işiyle uğraşmak
  3. Verb görevini yapmak
  4. Verb satmak
... alıp satmak Verb
... ticareti yapmak Verb
belli bir iş kolunda ticaret yapmak Verb
bir dalda ticaret yapmak Verb
belli bir işkolunda ticaret yapmak Verb
belli bir ürün ticareti yapmak Verb
belli bir malın ticaretini yapmak Verb
büyük hacimlerde iş görmek Verb
büyük hacimlerle iş görmek Verb
kredi vermek Verb
kredi işi ile uğraşmak Verb
uyuşturucu ticaretiyle uğraşmak Verb
uyuşturucu satmak Verb
vadeli alım-satım ile uğraşmak Verb
vadeli alım satım ile uğraşmak Verb
her türlü mal ticareti yapmak Verb
para alım satımı ile uğraşmak Verb
opsiyon ticareti yapmak Verb
(Br) opsiyon ticareti yapmak Verb
opsiyon işi yapmak Verb
politikayla uğraşmak Verb
siyasetle uğraşmak Verb
hisse taahhüt işiyle uğraşmak Verb
birşeyin ticaretiyle uğraşmak Verb
birşeyi alıp satmak Verb
iyi şansı olmak Verb
başkentteki karışıklıkları halletmek Verb
ilgilenmek, incelemek, ele almak, alâkadar olmak, uğraşmak, meşgul olmak, başa çıkmak.
There are too
many problems for us to deal with: Uğraşacak pek çok sorunumuz var.
Botany deals with the study of the plants.
Children are tiring to deal with: Çocuklarla uğraşmak yorucu bir iştir.
How do you deal with a drunken man?: Sarhoş bir adamla nasıl başa çıkılır?
iyi iş yapmak Verb