default

  1. Noun, Civil Law temerrüt
  2. savsama, ihmal (etme), kusur.
  3. borcunu öde(ye)meme.
  4. Law yasaların gereğini yerine getirmeme, görevi savsama.
  5. Sports oyuna/yarışmaya katılmama.
    She won by default, because her opponent refused to play: Oyunu hükmen
    kazandı, çünkü rakibi oynamayı reddetti.
  6. yokluk, hazır bulunmayış, gaybubet, gıyap, fıkdan, noksanlık.
  7. savsamak, ihmal etmek, yapmamak, ifa etmemek.
  8. (borcunu) öde(ye)memek.
    to default a debt.
  9. Law mahkemeye gitmemek, gitmekten kaçınmak.
  10. Sports (a) maça katılmamak veya maçı bitirememek, (b) bu nedenle oyunu kaybetmek.
  11. gıyabında karar vermek, mahkemede hazır bulunmadığından mahkûm etmek.
  12. mahkemeye gitmeyerek davayı kaybetmek.
yükümlülüklerini yerine getirmemek Verb
kredi temerrüt takası Noun, Banking
kredi risk primi Noun, Banking
ipotek borcunu ödememek Verb
ipotek borcunu vadesinde ödememek Verb
borçlarını ödememek Verb
bir kusur yüzünden elde edilememiş semerelerden sorumluluk
gıyabi tutuklama kararı
temerrüt etmek Verb
temerrüt durumunda bulunmak Verb
mahkemece mütemerrit ilan edilmek Verb
varsayılan Information Technology
gıyaben
şirketin temerrüdü
temerrüde düşen tüketici
maaşların bir türlü ödenmemesi Noun, Management
bir temerrütü düzeltmek (borcunu ödemek Verb
bir bozukluğu gidermek Verb
borçlunun temerrütü
borçlunun borcunu ödememesi
borsa başkanının yerine getirilmeyen yükümlülükler hakkındaki açıklaması
davalıyı mütemerrit ilan etmek Verb
gıyaben hüküm vermek Verb
temerrüt hali
birini taahhütlerini yerine getirmemiş olmakla itham etmek Verb
ihmalkâr
temerrüt halinde
gecikme faizi Noun, Law
faiz veya temettü vermeyen kıymetli evrak
gıyapta hüküm
gıyabi karar
gıyapta karar
gıyabında karar Noun, Law
gaiplerin muhakemesi
gıyabi hüküm
gıyapta mahkûmiyet
borç ödeme aczi
bir davayı gıyap kararı ile kaybetmek Verb
bir davayı gıyap kararıyla kaybetmek Verb
temerrüt halinde maruz kalınacak zarar Noun, Banking
mahkeme huzuruna çıkmamak Verb
yükümlülüklerini yerine getirmemek Verb
taahhüdünü yerine getirmemek Verb
ödeme güçsüzlüğü
belediyenin temerrüdü
açık temerrüt
açık temerrüt
ortak mütemerrit
mahkemeye gelmeyen taraf
gıyaben karar vermek Verb
mütemerrit
mütemerrit duruma sokmak Verb
temerrüt riski Noun, Banking
hakkında gıyap kararı alınmak Verb
kendi aleyhinde gıyap kararı alınmasına boyun eğmek Verb
kiracının kirasını ödememesi
iradi olan imtina
gıyap kararı sayesinde bir davayı kazanmak Verb
bir temettüü ödememek Verb
temettü üü ödememek Verb
(Br) borcunu ödemeyene karşı açılan dava
isbat-ı vücut etmemek Verb
kolay kolay para ödemeyen makam
hükmen tespit kararı Noun, Law
temerrüt ücreti
temerrüt cezası
bir taahhüdü yerine getirmeme
teslimatta gecikme
borcunu ödememe
bir senedi ödenme tarihinde ödememek Verb
bir borç senedini ödememek Verb
borcunu ödememe
borcunu ödememek Verb
anaparayı geri ödememe
anaparayı geri ödememek Verb
gecikme (temerrüt) faizi
temerrüt faizi Noun, Law
gecikme faizi Noun, Contract Law
gıyapta karar Noun
alıcının mütemerrid olması
mahkemede ispat-ı vücut etmeme
savunmanın ihmali
borcunu ödememe
bir senedi kabul etmiş olanın meblağı ödememesi
alacaklının temerrüdü
bir borcu ödememek Verb
gıyap halinde mahkeme usulü
gıyabi duruşma usulü
yasal mal rejimi Noun, Law
temerrüt riski Noun, Banking
temerrüde düşme riski Noun, Banking
başlangıç ayarı Noun
(Br) borcunu ödeme daveti
varsayılan değer Information Technology
başlangıç değeri Noun
standart değer Noun
borcunu kabul etmemek Verb
karşı tarafın temerrüde düşmesi riski Noun, Banking
kredi temerrüt takası Noun, Banking
birini mütemerrit ilan etmek Verb
(Br) icra marifetiyle tazminat almak Verb
gıyabında, … yok iken, … bulunmadığı takdirde.
in default of payment: ödenmediği takdirde.
bir anlaşma yoksa eğer
delil yokluğundan
ödememe halinde
böyle olmadığı takdirde
mahkemenin davetine icabet etmemek Verb
isbat-ı vücut etmemek Verb