şarta bağlı/muallâk, dayanan, istinat eden. be dependent = dependant on: bağlı/tâbi olmak, dayanmak.
Tourism is dependent = dependant on climate: Turizm, iklime dayanır. The time of his arrival will be dependent = dependant on the weather: Geliş saati havaya bağlı olacaktır.
bir kimsenin bakımı ile mükellef olduğu (kimse).
başkasının yardım ve desteğine muhtaç (kimse), to be dependent = dependant on one another: dayanışmak,