depressed

  1. Adjective üzgün, meyus, kederli, mahzun, gamlı, mağmum.
  2. Adjective bas(tır)ılmış, basık, inik, in(diril)miş, alçak (düzeyli).
    a depressed roadway.
  3. Adjective (a) (kuvveti/miktarı/değeri vb.) azaltılmış, (b) standardın/vasatın altında, zayıf.
    His reading level
    is depressed in comparison with other boys of his age.
  4. Adjective yoksul, fakir, ekonomik sıkıntıya/bunalıma uğramış, sıkıntı/fakrü zaruret içinde, iktisaden geri kalmış.

    depressed areas of the country.
  5. Adjective yassı, geniş, enli.
    a depressed cactus.
morali çabuk bozulmak Verb
keyfi bozulmak Verb
maneviyatı bozulmak Verb
klinik depresyonda Adjective, Psychiatry
majör depresyon geçiren Adjective, Psychiatry
ağır depresyon geçirmekte olan Adjective, Psychiatry
kasvet basmak Verb
(piyasada) durgunluk
kasavetlenmek Verb
kasavet basmak Verb
az gelişmiş bölge
yoksul/fakir bölge, (iktisaden) az gelişmiş/geri kalmış bölge.
parya sınıfı
(Br) ezilmiş sınıflar Noun
kriz içindeki ekonomi
(Br) kriz halindeki sanayiler Noun
kriz içindeki sanayi
durgun piyasa
(borsa) düşürülen fiyatlar Noun
düşürülen fiyatlar Noun
gönlü bulanmak Verb