derin

Turkish-English Translation

  1. home
  2. depth
  3. deep
  4. strict
  5. intimate
  6. Adjective fruity
  7. deep-seated
  8. hollow
  9. bottom
  10. unfathomable
  11. abstruse
  12. thick
  13. profound
  14. acute
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

derin nefes
deep breath Noun
(ilim) derin
recondite
(sessizlik) derin
heavy
çok büyük ve derin
cavernous Adjective
çok derin
bottomless
çok derin
fathomless
derin anlamı
inner meaning
derin araştırma
research
derin bilgi
profound learning
derin bilgi
profound knowledge
derin bilgisi olmak
to well etc grounded in Verb
derin bir nefes almak
suspire Verb
derin bir nefes almak
to breathe a sigh of relief Verb
derin bir şekilde
profoundly Adverb
derin cep
deep pocket Noun, Competition Law
derin çukur
pothole
derin çukurlar
corrugated road
derin de olan
deep set
derin deniz deşarj sistemi
deep sea discharge system
derin derin düşünmek
to muse Verb
derin devlet
state-within-a-state Noun, Politics-Intl. Relations
derin devlet
deep state Noun, Politics-Intl. Relations
derin dondurma
deep freeze
derin dondurma ile muhafaza etme tesisi
locker plant
derin dondurmak
to quick freeze Verb
derin dondurucu
deep freeze
derin dondurucu
deep-freezer
derin dondurulmuş ürünler
frozen goods Noun
derin dondurulmuş yiyecek
quick frozen food
derin düşünce
contemplation Noun
derin düşünce
rumination
derin düşüncelere dalmak
to be lost in thought Verb
derin düşünceye dalmış
ruminative
derin düşünür
deep thinker
derin düşünür
philosopher
derin düşünür
profound thinker
derin etüd
deep study
derin etüt
deep study
derin fikirler
profound arguments Noun
derin iç çekiş
deep sigh
derin kaygı çizgileri
deep lines of care Noun
derin kaygı çizgileri
deep lobs of care Noun
derin kitap
profound book
derin köklü talep
deep-rooted demand
derin nefret
deep-rooted dislike
derin nefret
deep rooted dislike
derin sessizlik
hush
derin soluklu
long winded
derin su balıkçılığı
deep-sea fishery
derin su iskandil halatı
deep sea lead line
derin tava
fryer frier
derin tencere
Dutch oven Food-Kitchen
derin uyku
deep sleep
derin uykuda
fast sleep
derin vadi
rift valley
derin ve ağaçlıklı vadi
gill
derin yarık
chasm
derin yer
depth
biri üzerinde derin etki bırakmak
to impress (oneself on) sb Verb
birinin üzerinde derin etki bırakmak
to impress (oneself on) sb Verb
buz tabakası üzerinde derin yarılma
crevasse
dar ve derin dere
ravine
kaya üzerinde yukarı doğru yükselen dar ve derin oluk
chimney
sandık tipi derin dondurucu
chest freezer Noun, Food-Kitchen
tüysü derin parçalı
pinnatisect Adjective, Botany
uzun ve derin uykuya dalmak
to sleep like a top Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Kendi ölçülerine göre yüzeyi, ağzı veya ... boyutu daha uzun olan
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.