designate

English-Turkish Translation

  1. belirtmek, tasrih etmek.
  2. göstermek, işaret etmek.
    These X marks on the drawing designate all the possible entrances to the castle ground.
  3. adlandırmak, isimlendirmek, demek, ad/isim vermek, tesmiye etmek.
  4. (genellikle nitelediği addan sonra gelir) atanmış, tayin edilmiş, seçilmiş (fakat henüz göreve başlamamış).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

designated non-financial businesses and professions
belirli finansal olmayan faaliyet ve meslekler Noun, Criminal Law
designated threshold
belirlenmiş eşik Noun, Banking
designate a counsel for the defence
(Br) davalıya avukat atamak Verb
designate a counsel for the defence
savunma avukatı tayin etmek Verb
designate a counsel for the defence defense
savunma avukatı tayin etmek Verb
designate a counsel for the defense
bir savunma avukatı seçmek Verb
designate an heir
bir mirasçı tayin etmek Verb
designate an officer for a command
bir komutan seçmek Verb
designate as
atamak, tayin etmek.
He has been designated as the Minister of Education.
designate boundaries
sınır belirtmek Verb
designate something as arbitrary
bir şeyin keyfi olduğunu söylemek Verb
designate the persons to be arrested
tutuklanacak kişileri belirlemek Verb
designate to/for
seçmek.
to designate someone to a post.
English-Turkish phrases from Zargan's own database