Herhangi Bir Biçimde Tutulan Veya Hapsedilen Kişilerin Korunması İçin Prensipler Bütünü
Noun, International Law
tutuklu yabancı
Noun, Politics-Intl. Relations
tutuklu yargılanma
Noun, Law
kısa süreli gözaltı
Noun, Law
zorunlu alıkoyma (akıl hastanesinde
gözaltında kaybetme
Noun, Rights-Freedoms
gözaltında kaybolma
Noun, Rights-Freedoms
çocuğu cezaya bırakmak
Verb
tutuk evi, tevkifhane.
Noun
kanun dışı alıkoyma
Noun, Law
kanundışı alıkoyma
Noun, Law
tutukluluğa itiraz
Noun, Law
tutuklu yargılama
Noun, Law
mahkemeye çıkıncaya kadar gözetimde tutulma
(Br) gençlerin tutuklanması
tutukluluk nedenleri
Noun, Law
tutuklama talebi
Noun, Law
(askerlik) günlük cep harçlığı
gözaltı ve tutukluluk
Noun, Law
gözaltı ve tutuklama
Noun, Law
polis tarafından tutuklanma
(Br) US (tutukevi , ıslahhane
borç yüzünden tutuklanmak
Verb
ıslahhane: suçlu çocukların ıslahı için kurulmuş özel hapishane.
hastanede (tımarhanede) zorla tutulma
tutuklamada usulsüzlük
Noun, Law
bir geminin limanda tutulması
kötü hava yüzünden postanın gecikmesi
duruşmaya kadar tutukluluk
bir geminin limanda tutulmasını emretmek
Verb
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü
Noun, Organizations
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü
Proper Name, Public Administration
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü
Proper Name, Organizations