determination

English-Turkish Translation

  1. Noun belirleme
  2. Noun kararlılık
  3. Noun azim, karar, kararlılık.
    He came with the determination of staying/to stay only one week.
    an
    air of determination: kesin/azimli tavır.
    a woman of great determination: azimkâr/tuttuğunu koparan bir kadın.
  4. Noun hüküm, sonuç, bulgu.
  5. Noun (edinilen) bilgi, (varılan) çözüm.
    Their research was based on earlier scientific determinations.
  6. Noun anlaşma, uyuşma.
    They were unable to come to a determination on the question of inheritance.
  7. Noun metanet, inat, sebat.
  8. Noun belirle(n)me, belirtme, tespit, tayin, sınırlama, tahdit.
    the determination of the boundary lines
    of a country. the determination of the amount of gold in a sample of ore.
  9. Noun niyet, kasıt, maksat, hedef.
  10. Noun, Law hüküm, karar.
  11. Noun, Embryology farksız gibi gözüken gözeler grubunda değişik özelliklerin tespiti.
  12. Noun, Logic (a) belirlenim: (a) bir kavramın anlamının, içeriğinin saptanması, (b) belirtilerin katılmasıyla kavramın kapsamının daraltılması.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

self-determination
kendi yazgısını belirleme Noun, Politics-Intl. Relations
self-determination
kendi kaderini belirleme Noun, Politics-Intl. Relations
self-determination
kendi kaderini tayin Noun, Politics-Intl. Relations
administrative determination
idari karar
administrative determination
idari hüküm
come to a determination
karara varmak Verb
come to a determination
bir karara varmak Verb
committee determination
kurul kararı
employment determination
bir işin son bulması
final determination
kesin karar
firm determination
kesin kararlılık Noun
free determination
ihtiyar
free determination
kendi geleceğini özgürce kendinin belirlemesi
grim determination
dikkafalılık
income determination
gelir tayini
price determination
fiyat tayini
quality determination
kalite tespiti
retail-price determination
perakende fiyatının saptanması
retail-price determination
kamunun kendi geleceğini kendisinin belirlemesi
theory of income determination
gelir saptama teorisi
theory of of income determination
gelir saptama teorisi
wage determination
ücret saptama
determination between right and wrong
doğru ile yanlışın belirlenmesi
determination clause
sözleşmenin süresi üzerinde anlaşma
determination coefficient
determinasyon katsayısı
determination of a contract
bir sözleşmenin süresi Noun
determination of a date
bir tarihin belirlenmesi
determination of a lease
bir şeyden yararlanma hakkının sona ermesi
determination of a lease
kira süresi
determination of a speech
bir konuşmanın sona ermesi
determination of a tax
bir verginin tahakkuku
determination of an agreement
bir sözleşmenin karara bağlanması
determination of compensation
tazminatın belirlenmesi
determination of conditions
şartların belirlenmesi
determination of cost
maliyetin tespiti
determination of employment
bir hizmetin son bulması
determination of employment
bir işin şartları Noun
determination of estate assets
terekenin tespiti Noun, Law
determination of evidence
delil tesbiti
determination of frontier
sınırın belirlenmesi
determination of heirship
veraset ilamı Noun, Civil Law
determination of national income
milli gelirin saptanması
determination of penalty
para cezasının tespiti
determination of price
fiyat koyma
determination of price
fiyat tespiti
determination of profits
kârın tespiti
determination of quotas
kotaların tespiti
determination of retail-prices
perakende fiyatının saptanması
determination of tenancy
kiracılığın sona ermesi
determination of the meaning of a word
bir sözcüğün anlamının belirlenmesi
determination of will
tasarruf izni (intifa) hakkının iptali
retail price determination (fixing , making)
perakende satış fiyatını saptama
English-Turkish phrases from Zargan's own database