dişi

Turkish-English Translation

  1. woman
  2. female
  3. she
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

dişilik
femininity Noun
ayar dişi
adjusting step
azı dişi
grinder
çark dişi
cog
çatal dişi
tine
çatal dişi
prong
hem erkek hem dişi
bisexual
köpek dişi
canine
köpek dişi
canine tooth
köpek dişi
dog tooth
reze dişi
part of a hinge that fits over the pintle or hook
vida dişi
screw thread
vida dişi
worm
vida dişi
thread
yılanın zehirli dişi
fang
dişi aslan
lioness
dişi eşek
jenny Noun
dişi geyik
hind
dişi geyik ya da tavşan
doe
dişi hayvanı kısır etmek
to spay Verb
dişi kalkan
brill Noun, Zoology
dişi kaplan
tigress
dişi keçi
nanny goat
dişi keçi
udder
dişi köpek
bitch
dişi koyun
ewe Noun
dişi kuş
hen
dişi mafsal
female link
dişi organ
carpel Noun, Botany
dişi organ
gynoecium Noun, Botany
dişi tilki
vixen
dümen dişi pimi
gudgeon
hem erkek hem dişi organları olan yaratık
hermaphrodite
vida dişi ölçüsü
screw pitch gage
yavru dişi at
filly
(araba) hizmet dışı olmak
to be out of service Verb
(gemi) hizmet dışı bırakmak
to be laid up in ordinary Verb
(gemi) hizmet dışı olmak
to lie up Verb
ahlak dışı
amoral
ahlak dışı
lewd
aile dışı hissedar
shareholders outside a family
akıl dışı
irrational Adjective
akit dışı
extracontractual
ana ortaklık dışı paylar
minority interest Noun, Accounting
bilanço dışı
off-balance-sheet Noun, Accounting
bilanço dışı finans
off-balance-sheet finance Noun, Banking
bilanço dışı izlenen
off-balance-sheet Adjective, Accounting
bilanço dışı kalemler
off-balance-sheet items Noun, Accounting
bilinç dışı
unconscious Noun, Psychology
birini oyun dışı bırakmak
to put someone out of his play Verb
birini saf dışı bırakmak
to blow someone out of the water Verb
birini saf dışı etmek
to do someone out of something Verb
bölge dışı
extraterritorial
bölge dışı hava trafiği
extraterritorial air traffic
borsa dışı
off-exchange Adjective, Banking
borsa dışı
over- the-counter
borsa dışı alım satım
off-board trading
borsa dışı işlemler
off-exchange transactions Noun, Banking
borsa dışı piyasa
over- the-counter market
borsa dışı simsarlar tarafından
share pushing
bütçe dışı
extra budgetary
dava dışı
non-party Adjective, Law
ders dışı
extracurricular
devlet dışı
non-state Adjective, Politics-Intl. Relations
devre dışı
out-of-service
duyu dışı
extrasensory
evlilik dışı
illegitimate
evlilik dışı
unlawful
evlilik dışı
out of wedlock
evlilik dışı
extramatrimonial
evlilik dışı
extramarital
evlilik dışı
extra conjugal
evlilik dışı
extra matrimonial
evlilik dışı cinsel ilişki
fornication
evlilik dışı doğan çocuk
child born out of wedlock
evlilik dışı ilişkiler
extra-marital relations Noun
evlilik dışı ilişkiler
adulterous relations Noun
evlilik dışı seks
hetaerism
faaliyet dışı
out of blast
faaliyet dışı gelir
nonoperating revenue
firma dışı eğitim
outside training
fiyat dışı rekabet
nonprice competition
gerçek dışı
factitious
gerçek dışı
counterfactual Adjective
gerçek dışı
false Adjective
gerçek dışı beyan
misstatement Noun
gümrük tarifesi dışı kısıtlamalar
non tariff restrictions Noun
gündem dışı
off the agenda
gündem dışı konuşmak
to travel out of the record Verb
hat dışı
off line
hat dışı ekipman
off line equipment
hizmet dışı olmak
to be out of service Verb
hudut dışı etmek
to expel someone from the country Verb
hükümet dışı
non-governmental Adjective, Politics-Intl. Relations
içi dışı bir
unaffected
içi dışı bir
genuine
ihtimal dışı
doubtful
ilaçların amaç dışı kullanılması
pharmaceutical diversion Noun, Medicine
imalat dışı maliyetler
nonmanufacturing costs Noun
insanlık dışı
barbarous
insanlık dışı
inhuman
insanlık dışı
diabolical
insanlık dışı
inhumane Adjective
insanlık dışı
inhuman Adjective
istek dışı
involuntary
kadro dışı
not on the permanent staff
kadro dışı bırakılmış
on the shelf
kanun dışı
bootleg
kanun dışı
outlawed
kanun dışı
outside the law
kanun dışı
outlaw
kanun dışı birlik
criminal syndicalism
kanun dışı çare
extrajudicial remedy
kanun dışı davranış
blockbusting
kanun dışı ilan etmek
to outlaw Verb
kanun dışı oynanan loto
policy racket
kanun dışı şart
illegal condition
kanun dışı yollar
foul means Noun
kanunun dışı iş
underground employment
katalog dışı
(Fr.) hors catalogue
kent dışı süpermarket
out-of-town hypermarket
kontrol dışı
off hand
konu dışı
beside the point
konu dışı
off the point
konu dışı
irrelevant
konu dışı
extraneous Adjective
konu dışı
irrelevant to the issue
konu dışı
nihil ad rem
konu dışı
beside the question
konu dışı
out of the question
konu dışı
not to the point
konu dışı konuşmak
to discuss outside subjects Verb
konu dışı olmak
to be beside the point Verb
konu dışı olmak
to be out of the question Verb
kota dışı
nonquota
kullanım dışı bırakmak
to put out of use Verb
kural dışı
exceptional
kural dışı durum
exception Noun
kural dışı durum iletisi
exception message Information Technology
kural dışı yarışmacı
ringer
mahkeme dışı
in pais
mahkeme dışı halletme
extra-judicial settlement
mahkeme dışı itiraf
extra-judicial confession
mahkeme dışı uzlaşma
previous arrangements
mantık dışı
illogical
memleket dışı posta servisi
foreign mail service
meslek dışı
extraprofessional
metin dışı
(Fr.) hors texte
muhasebe dışı defter
separate book
normal dışı masraflar
extra expenses Noun
olağan dışı
outrageous Adjective
olağan dışı
off- beat
olağan dışı ölçüde
wondrous Adjective
örnekleme dışı yanılgı
nonsampling error
oyun dışı etmek
to sideline Verb
parlamento dışı
extraparliamentary
resmi borsa dışı piyasa
street market
saf dışı bırakma
elimination Noun
saf dışı bırakma
annihilation Noun
şehir dışı
suburban Adjective
şehir dışı
suburb Noun
seri dışı
(Fr.) hors serie
sıra dışı bir şekilde
rarely Adverb
şirket dışı servis
service in the field
sistem dışı değişken
exogenous variable Noun, Mathematics
sözleşme dışı
extracontractual Adjective, Law
sözleşme dışı sorumluluk
non-contractual liability
standart dışı
nonstandard
tarife dışı engeller
nontariff barriers Noun
tarife dışı engeller
non-tariff barriers Noun
tarife dışı kısıtlamalar
non-tariff barriers Noun
tarife dışı ödenen ücretler
bootleg wages Noun
tarife dışı uçuş
nonscheduled flight
ticaret dışı gelir
nontrading income
ücret dışı ödeme
fringe benefits
ücret dışı yararlar
fringe benefits Noun
ülke dışı hizmet
outside service
ülke dışı satışlar
foreign sales Noun
ülke dışı trafik
external traffic
vardiya dışı
watch below
vergi dışı menkul kıymetler
tax-exempt securities Noun
vergilendirilmiş memleket dışı havalesi
remittance assessed
versiyon dışı
off- season
yapı dışı
outdoor Information Technology
yurt dışı fiyatlar
overseas prices Noun
yurt dışı muameleler
oversea operations Noun
yurt dışı muameleler
overseas opearations Noun
yurt dışı posta
overseas mail
yurt dışı posta tarifesi
oversea postage rate
yurt dışı posta tarifesi
overseas postage rate
yurt dışı posta ücreti
overseas postage
yurt dışı satışlar
oversea sales Noun
yurt dışı seyahati
oversea journey
yurt dışı sipariş
overseas order
yurt dışı taşımacılık
overseas transport
yurt dışı yatırımlar
oversea spending
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Canlıların üreme bakımından ayrıldığı iki cinsten, ... olanı, erkeğin karşıt cinsi
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.