ön-dalış: yüzü suya dönük olarak dalış.
Noun
baş aşağı düşüş/dalış, uçağın başaşağı düşmesi.
Noun
ânî düşüş.
Market values took a nose dive: Piyasa/fiyatlar âniden düştü.
Noun
(uçak) tam güçle dalış/dalmak.
paraşüt açmadan havada gösteri yapmak
Verb
kuğu dalışı, önce yukarı kalkık kollar suya girecek şekilde dalış.
Brit.:
swallow dive.
Noun
pike bombardıman uçağı.
Noun
inci çıkartmak için dalma
sokak kalabalığı içine dalma
otomatik uçak pike kontrol aygıtı