Boşanma ve Ayrılıkların Tanınmasına Dair Sözleşme
Noun, International Law
eşler sanki ölmüş gibi evliliğin sona ermesi durumu
boşanma davası
Noun, Civil Law
tarafların anlaşarak aralarında aslında var olmayan bir boşanma nedeni göstererek sağladıkları boşanma
boşanma için dilekçe vermek
Verb
boşanma dilekçesi vermek
Verb
mahkemenin verdiği boşanma kararı
mahkemenin evlilik sözleşmesinin bozulup bozulmadığını araştırması sonucu verdiği boşanma kararı
boşanmaya karşı çıkmak
Verb
boşanmak üzere mahkemeye dilekçe vermek
Verb
boşanma davası açmak
Verb
boşanma davası açmak
Verb
boşanma davası
Noun, Civil Law
anlaşmalı boşanma
Noun, Law
evliliğin kesin olarak bitimini gerektiren boşanma
sözcüğü bağlamından dışarı çıkarmak
Verb
bir sözcüğü bağlamından dışarı çıkarmak
Verb
boşanma davası
Noun, Civil Law
tarafların karşılıklı anlaşarak boşanması
karşılıklı rıza ile boşanma
boşanma davası
Noun, Civil Law
boşanma talebini destekleyecek delil
ayırmak, ayrılmak, ilgisini kesmek.
She led a lonely life, divorced from all her childhood friends and pleasures.
boşanma davası hazırlıkları
Noun
boşanma davası
Noun, Civil Law
boşanmadan sonra çocukların vesayeti kendisine verildi
Boşanma ve Evlilik Davaları Mahkemesi
(... aleyhine) boşanma davası açmak
Verb, Law
boşanma davası açmak
Verb
boşanma davası açmak
Verb
boşanma davası açan davacı