dock

  1. dok, havuz, rıhtım: gemilerin yük alıp verdiği veya tamir edildiği yer.
    the docks of London.
    dockmaster:
    tersane müdürü.
    floating dock: yüzer havuz.
  2. (bkz: dry dock ).
  3. vagon veya kamyonların yük alıp verdiği platform.
  4. uçak hangarı veya tamir atelyesi.
  5. rıhtıma yanaş(tır)mak.
  6. havuza girmek/sokmak/çekmek.
  7. Aviation bir uzay aracı(nı) başkasıyla birleş(tir)mek.
  8. Zoology hayvan kuyruğunun etli kısmı, kılları kesildikten sonra kalan kuyruk.
  9. ucunu kesmek, kesip kısaltmak.
    to dock the ears of cattle.
  10. (kuyruğunu) kısa kesmek, kırpmak.
    to dock a horse.
  11. (ücret) kesmek, kesinti yapmak.
    to dock one's wages. The boss docked his paycheck $20.
  12. (ceza olarak) maaşını kesmek.
    The boss docked him a day's pay.
  13. Noun (mahkemede) sanık/maznun yeri.
    in the dock: mahkemede (sanık olarak).
    Soon found himself in
    the dock for robbery: Çok geçmeden hırsızlık suçu ile mahkemeye verildi.
  14. Noun karabuğdaya benzer bir ot.
    patience dock: labada
    (Rumex patientia).
    sour dock: kuzukulağı

    (Rumex acetosa).
yanaşmak Verb
havuzlanmak Verb
gemiyi havuza çekmek Verb
gemiyi kızağa çekmek Verb
bir gemiyi havuza almak Verb
teslim doku
havuz, kızak: gemilerin bakım ve onarımlarının yapıldığı suyu boşaltılabilen havuz. floating dock Noun
kızak Noun, Maritime Traffic
(US) rıhtımda teslim fiyat (belirtilen limanda karaya teslim giderlerinin hepsini içerir
yüzer havuz.
yüzer havuz
havuza girmek Verb
doka girmek Verb
kuru havuz
yüzer havuz
hidrolik krikolu havuz
hakim önünde Adverb, Law
sanık sandalyesinde Adverb, Law
mahkeme önünde Adverb, Law
havuzdan çıkmak Verb
yükleme doku
yüzer havuz
gemiyi doka almak Verb
gemiyi doka almak Verb
efelek, labada
(Rumex patientia): karabuğdaygillerden dere kenarlarında kendiliğinden yetişir,
yaprakları sebze olarak yenilir.
Noun
malları rıhtıma indirmek Verb
bir gemiyi rıhtıma palamarla sıkıca bağlamak Verb
gemiyi havuzdan çıkarmak Verb
sanık mahalli
taşıma rıhtımı Noun, Military
kabarma alçalmadan yararlanılan havuz
doka almak Verb
treni şube hattına getirmek Verb
bir treni şube hattına getirmek Verb
işçi ücretlerinde indirim yapmak Verb
dok ücreti makbuzu
rıhtım şirketi
rıhtım vinci
dok ücreti
dok tesisleri Noun
havuz kapağı
rıhtım
liman dokları bölgesi
dok sorumlusu
dok ücreti makbuzu
liman pilotu
liman kılavuzu
dok limanı
dok kirası
rıhtım
dok ambarı
(Br) resepise
ambar makbuzu