(a) bir an, bir saniye, hemen.
Wait there on the corner while I go into the shop, I shan't be half a mo: Köşede bir saniye beni bekle, dükkâna uğrayıp hemen gelirim. (b) dur hele, sahi, şimdi hatırladım.
That's a very nice girl; here, half a mo, isn't she your neighbor? Çok cici bir kız; dur hele/sahi, o senin komşun, değil mi?