done

  1. Verb (bkz: do ) (pp).
  2. Verb yapılmış, bitirilmiş, tamam(lanmış).
    No sooner said than done: Derhal yapılabilir.
    (It's) easier
    said than done: Söylemek kolay, yapmak güçtür (Lâf ile peynir gemisi yürümez).
  3. Verb (iyi) pişmiş.
    Are the potatoes done?
    (a steak) well-done: iyi pişmiş (biftek/pizola). (bkz: rare ) (8).
  4. Verb yıpranmış, eskimiş, bitkin, yorgun.
  5. Verb töreye/âdaba/terbiyeye uygun, nazik, kibar, makbul.
    That isn't done: Bu ayıptır/yakışmaz/kibar bir hareket değildir.
parası dolandırılmış
borsada fiyatlar üzerine anlaşma
(a) yapılmak, tamamlanmak, (b) (et) kâfi pişirilmek.
This meat is not done: Bu et (iyi) pişmemiş.
(c)
argo aldanmak, faka basmak.
I've been done: Aldatıldım.
I'm done: Bittim/mahvoldum!
yarılanmak Verb
bir şey yapılsın diye ısrar etmek Verb
özensiz
birşeyi oldu bilmek Verb
birşeyi oldu kabul etmek Verb
yapılan ziyan
yapılan zarar ziyan
söylemesi yapmaktan daha kolay.
birşeyi yaptırmak Verb
birşeyin yapılmasını sağlamak Verb
Allah senden razı olsun
kan sayımı yaptırmak Verb
kan testi yaptırmak Verb
(işini) bitirmek, sona erdirmek, işi tamamlamak.
birşeyi yaptırmak Verb
hünersiz
usulsüz
yapılmaz, yakışık almaz.
yapılacak iş için keşfini yapmak Verb
demesiyle yapması bir oldu.
ika olunan zarar için karşılık teklif etmek Verb
verilen zarar için karşılık teklif etmek Verb
yalapşap
arkasından koşmak Verb
bir şeyin yapılmasını istemek Verb
yapılacak işlerin tanımı
ciro bilançosu Noun
ceremesini çekmek Verb
yalapşap
iş hemen hemen bitti
hafta içinde yapılan çalışmanın hesabı
(a) aferin, bravo, (b) (et) iyi pişmiş.
en sonunda, sonuç olarak.
bitmiş iş (iki taraf arasındaki önceden varsayılan bağlayıcı iş anlaşması
(a) yorgun, bitkin, bitap, (b) işi bitmiş, mahvolmuş, (c) ölmüş veya ölmek üzere.
ivedi
(a) yorgun, bitkin, bitap, (b) öldürülmüş.
(a) çok yorgun, bitap, bitkin, (b) ölmüş, mahvolmuş.
telaşlı
karakalem
istanbul'da .. tarihinde iki nüsha olarak hazırlanmıştır
dayak yemiş
yeniden temizlenmiş veya dekore edilmiş
olmuş, tam pişmiş.
tam kararında pişmiş.
(a) çok yorgun, bitap, bitkin, (b) ölmüş, mahvolmuş.
bitkin, bitap, çok yorgun.
tamamlanmış
temizlenmiş
halledilmiş
hünerli
peki! kabul! olur!
bir şeyi yaptığını inkâr etmek Verb
birini bir şey yapmış olmakla suçlamak Verb
(a) bitkin/yorgun bir halde, yorgun argın, (b) hepsi hazır, (paket vb.) hepsi sarılmış/yapılmış.
Bitti mi?
lağv olmak Verb
bertaraf edilmek Verb
hali harap olmak Verb
iflahı kesilmek Verb
yanmak Verb
telaşa gelmek Verb
işleri metodik bir şekilde yaptırmada titizlik göstermek Verb
ilişiği/alâkayı kesmek, son vermek, bitirmek.
Have done (with it): Bitir (onu)!
Over and done
with: Kesinlikle bitti/sona erdi.
That affair's over and done with: Bu bahis kapandı!
I'd like to get done with it: Bunu bitirmek istiyorum.
satıldığı zaman ödenmek üzere teslim sistemini uygulayan iş
birinden hesap sormak Verb
bir şeyi yapmış olduğunu inkâr etmek Verb
(söylemesi) dile kolay!
Söylemesi kolay.
bitirmek, tamamlamak, ikmal etmek.
ilk ve son olarak istenilmeyen ama gerekli şeyi yapmak Verb
kötü muamele görmüş
siyasetle alakası kalmamak Verb
yazmayı bitirmek Verb
bana vız gelir
Herşey bitti. Noun
donun yaptığı hasar
Az kaldı. Noun
(fazla pişirmekten) yanmış et.
toplumsal ya da normal olarak kabul edilmeyen
hiçbir iş yapmamış olmak Verb
bitti, sona erdi.
I have to get this homework over with today: Ev ödevimi bugün bitirmeliyim.

It's all over with us now (=We are ruined, we have nothing to hope for): Bittik, mahvolduk, artık ümit kalmadı.
toplumsal olarak kabul edilebilir bir şey
zehir etkisini gösterdi.
Ok yaydan çıktı/Olan oldu bir kere/artık durum değiştirilemez.
Olan olmuş artık.
Olan oldu bir kere.
elle yapılan iş
circular staircase
to wreathe Verb

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Veri, mûta