duruşma

Turkish-English Translation

  1. trial
  2. session
  3. instance
  4. hearing
  5. trying
  6. court hearing
  7. court trial
  8. sessions
  9. hearing in court
  10. (Lat.) judicium
  11. (law) a hearing in a lawsuit
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

çıkar çatışması duruşması
Curcio hearing Noun, Law
duruşma hâkimi
trial judge Noun, Law
karar duruşması
verdict hearing Noun, Law
yeterlilik duruşması
Curcio hearing Noun, Law
(mahkeme , US) tek hâkimin huzurunda duruşma
special term
acele yapılan duruşma
speed trial
açık duruşma
open trial
açık duruşma
public trial
açık duruşma
public hearing Noun, Law
adaletsiz duruşma
unfair hearing
adil duruşma
fair trial
akıl hastanesine yerleştirdikten sonra duruşma
post commitment hearing
aleni duruşma
public trial
aleni duruşma
public hearing
ayrı duruşma
separate trial
davanın esası hakkında duruşma
hearing of (trial on) the main issue
davanın esası hakkında duruşma
proceedings on the main issue
ertelenmiş duruşma
postponed trial
gizli duruşma
closed hearing Noun, Law
hatalı veya batıl duruşma
mistrial
hukuka aykırı delillerin dosyadan çıkarılmasına ilişkin duruşma
supression hearing Noun, Law
ilk duruşma
first trial
ilk duruşma
preliminary trial
ilk duruşma
anacrisis
jürili duruşma
jury trial
jürili duruşma
try trial
jürisiz duruşma
nonjury case
kapalı duruşma
closed hearing
kapalı duruşma
closed-door hearing
kınamaya ilişkin duruşma
(US) censure hearing
kınamaya ilişkin duruşma
censure hearing
mahkeme de duruşma
trial at bar
mahkemede duruşma
trial at bar
nizami duruşma
full hearing
ortak duruşma
joint trial
politik duruşma
state trial
sahte duruşma
mock trial
siyasi duruşma
state trial
son duruşma
final hearing
son duruşma
final trial
sözlü duruşma
oral hearing Noun, Law
sulh hâkimi önünde yapılan duruşma
petty sessions
taraf tutan duruşma
unfair hearing
vekilin çıkar çatışması içinde olup olmadığının araştırıldığı duruşma
Curcio hearing Noun, Law
yeni duruşma
new trial
yeniden yapılan duruşma
retrial
yeniden yapılan duruşma
further hearing
yeniden yapılan duruşma
further proceedings
duruşma cetveli
list
duruşma da ehliyetsiz bulunmak
to be found on trial to be imcompetent Verb
duruşma defteri
terms book
duruşma deneyimi
trial experience
duruşma esnasında
in litem
duruşma esnasında sözlü
accusatory (accusatorial) procedures
duruşma günleri listesi
trial list
duruşma günü
days in bane
duruşma günü
hearing date
duruşma günü
day in court
duruşma günü
day fixed for trial
duruşma günü
appearance day
duruşma günü
court day
duruşma günü
legal d
duruşma günü
trial date
duruşma günü
legal day
duruşma günü
day of hearing
duruşma günü saptamak
to put a case on the calendar Verb
duruşma günü saptamak
to assign a day for a hearing in court Verb
duruşma günü tespit etmek
to set down a case for hearing (trial) Verb
duruşma günü tespit etmek
to fix a date for hearing in court Verb
duruşma günü tespit etmek
to assign a day for a hearing in court Verb
duruşma günü tespit etmek
to fix a day for the hearing Verb
duruşma günü tespit etmek
to fix a hearing Verb
duruşma günü tespit etmek
to fix a d for the hearing Verb
duruşma günü tespit etmek
to fix a day for a hearing in court Verb
duruşma gününü tespit etmek
to fix a hearing Verb
duruşma harici
in camera
duruşma hazırlığı
preliminary proceedings
duruşma için bir gün tespit etmek
to fix a day for the trial Verb
duruşma için çağrıda bulunmak
to call a case Verb
duruşma için tutuklu bulunan şahıs
(US) person detained for hearing
duruşma için tutuklu bulunan şahıs
person detained for hearing
duruşma komediden ibaretti
the trial was mere sham
duruşma komediden ibaretti
the trial was a mere mockery
duruşma listesi
appearance docket
duruşma listesi
cause list
duruşma listesi
paper of cases (causes)
duruşma listesi
trial docket
duruşma mahalli
trial site
duruşma masrafı
expense of trial
duruşma olmayan gün
nonjudicial day
duruşma olmayan gün
nonjudicial d
duruşma öncesi belge talebi
pre-trial discovery Noun, Arbitration
duruşma öncesi sorgulama
examination before trial
duruşma önergesi
trial brief
duruşma protokolü
judgment record Noun, Law
duruşma salonu
hearing room
duruşma salonunda davacı tarafların bulunduğu kısım
pendency
duruşma sırasında karşılıklı ithamların dile getirildiği yargılama usulü
accusatory (accusatorial) procedures Noun, Law
duruşma sırasında yapılan
harmless error
duruşma sırasında yapılan , kararı etkilemeyen hata
harmless error
duruşma sırasında yapılan kararı etkilemeyen hata
harmless error
duruşma sırasındaki ikrar
formal admission
duruşma sırasını bekleyen davaları temizlemek
to clear the docket Verb
duruşma tarihi
date of hearing
duruşma tarihi
hearing date Law
duruşma tarihi belirleme toplantısı
status conference Noun, Law
duruşma tutanağı
record of a trial
duruşma tutanağı
record of hearing Noun, Law
duruşma tutanağı
transcript of hearing Noun, Law
duruşma tutanağı
trial transcript
duruşma tutanağı
trial record
duruşma tutanağı
minutes of the hearing Noun, Law
duruşma tutanağı
transcript of proceedings, transcript of hearing Noun, Law
duruşma yapmak
to give a hearing Verb
duruşma yeri
place of hearing
duruşma yeri
venue
duruşma zabıtları
case records Noun
duruşma zabtı
record of the proceedings
duruşma zaptı
record of proceedings
duruşma zaptı
record of hearing Noun, Law
duruşma zaptı
hearing record Noun, Law
duruşma, dava; müzakere; tutanak
proceedings
(dava) duruşma gelecek ay olacak
to be heard next month
(mahkeme , US) duruşma günü
return day
adliye tatilinde duruşma arası
out of term
aleni duruşma sonunda verilen karar
public verdict
belli olgular üzerinde duruşma öncesinde mutabık kalmak
stipulate Verb, Law
bir davanın duruşma gününü tespit etmek
to enter an action for trial Verb
bir duruşma günü saptamak
to application a hearing Verb
bir duruşma günü tespit etmek
to settle a day for a hearing Verb
bir duruşma sonunda jüri kararını bildirmek
to return a verdict Verb
birine yeni bir duruşma olanağı vermek
to grant someone a new trial Verb
dava duruşma listesi
calendar
ertelenmesi olanaksız duruşma günü
peremptory day
gıyabi duruşma usulü
default proceeding
jüriye duruşma hâkimi tarafından verilen hukuki izahat
directions
mahkeme duruşma günü
juridical day
mahkemede bir duruşma günü tesbit etmek
to fix a hearing Verb
mahkemede bir duruşma günü tespit etmek
to assign a day for a hearing in court Verb
mahkemede duruşma çağrısı
calendar call
mahkemede duruşma günü tespit etmek
to assign a day for a hearing in court Verb
suçsuz kararını duruşma sonunda bildirmek
to bring in a verdict of not guilty Verb
tanık mahkemedeymiş gibi duruşma sırasında okunacak ifade
deposition de bene esse
tarafların belli olgular üzerinde duruşma öncesinde mutabık kalması
stipulation Noun, Law
tarafların duruşma öncesinde üzerinde mutabık kaldığı olgular
stipulation Noun, Law
üç aydır hapiste duruşma için beklemek
to be kept three months in prison awaiting trial Verb
yeni bir duruşma için emir vermek
to order a new trial Verb
yeni bir duruşma talebinde bulunmamak kaydıyla
additor
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir dâvânın, hâkim tarafından belli bir ... ele alınma safhası, mahkeme
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.