duzen

Turkish-English Phrases

(askerlik) dağınık düzen
open order
(askerlik) dağınık düzen
in loose order
akarlı işletici düzen
fluid drive
alt düzen
bogie
alt düzen
underframe
alt düzen
chassis
alt düzen
undercarriage
alt düzen
truck
Anayasal düzen
Constitutional order Proper Name, Law
ardışık düzen
pipeline Information Technology
asayiş ve düzen
law and order
belirli bir düzen içinde işlemesi için ayarlanmış mekanizma
interlock
çeki düzen vermek
to set in order Verb
çeki düzen vermek
to arrange Verb
çoğulcu demokratik düzen
pluralistic democratic order Noun, Politics-Intl. Relations
çok iyi bir düzen içinde bulunmak
to be in an apple-pie order Verb
çok iyi düzen içinde bulunmak
to be in apple-pie order Verb
dağınık düzen
(mil) open order
dağınık düzen
dispersed formation Noun, Military
derme çatma düzen
stop gap
dirlik ve düzen
peace and harmony Noun
dört tekerleği işletici düzen
four-wheel drive
durdurucu düzen
trip
düzen
placement Noun
düzen
apparatus
düzen
tackle
düzen
regularity Noun
düzen
neatness
düzen
incident
düzen
trim
düzen
jiggery pokery
düzen
tree
düzen
regulation Noun
düzen
program (me
düzen
array
düzen
set
düzen
linkage
düzen
gin
düzen
tackling
düzen
configuration Noun
düzen
armature
düzen
ramp
düzen
system
düzen
concert
düzen
device
düzen
mechanism
düzen
ordinance
düzen
order
düzen
the social order
düzen
facilities
düzen
tune
düzen
canon
düzen
make-up
düzen
set-up
düzen
orderliness
düzen
plant
düzen
disposal
düzen
layout
düzen
gadget
düzen
the system
düzen
formation Noun
düzen
deception Noun
düzen
combination Noun
düzen
wile
düzen
fabric
düzen
disposition Noun
düzen
entanglement Noun
düzen
gear
düzen
arrangement Noun
düzen
stall
düzen
ruse
düzen
sequence
düzen
machine
düzen
accord
düzen
train
düzen
harmony
düzen
organization Noun
düzen
tool
düzen
polity Noun, Central Government
düzen
contrivance
düzen
plan
düzen
quackishness
düzen
rede
düzen
schematism
düzen
setup
düzen
shavie
düzen
shine
düzen
trap
düzen
unit
düzen
artifice
düzen
cast
düzen
cosmos
düzen
deceit
düzen
dispose
düzen
distribution
düzen
frame
düzen
gag
düzen
gull
düzen
lie
düzen
maneuver
düzen
method
düzen
ordination
düzen
order Noun
düzen getirmek
to sort out Verb
düzen içinde
in good trim
düzen kurmak
to frame Verb
düzen kurmak
to organize a way of doing sth Verb
düzen kurmak
to establish order Verb
düzen kurmak
to prepare a trick Verb
düzen sağlama
coordination Noun
düzen vermek
to put into order Verb
düzen vermek
to systematize Verb
düzen vermek
to harmonize Verb
ekomomik düzen
economic order
ekonomik düzen
economic order
geçici düzen
temporary arrangement
geçici düzen
transitional arrangement
gecikmeli düzen
delayed action device
görünüşteki iyi düzen ve durum
apparent good order
halka bilme hakkı tanınan toplumsal düzen
open society
iskambilde kâğıtları düzen kişi
mechanic
işlerini tam bir düzen içinde bırakmak
to leave one's affairs in perfect order Verb
iyi ayarlanmış düzen
well ordered arrangement
kabul edilen düzen
conventional usage
kanun ve düzen
law and order
kanunun gerektirdiği düzen
form required by law
kapitalistik düzen
capitalistic order
kendine çeki düzen vermek
to shape up Verb
kurulu düzen
the established order
kurulu düzen
the Establishment Noun
kurulu düzen
the established regime
kusursuz düzen
shipshape
mükemmel düzen ya da koşul
apple pie order
rastgele erişimli düzen
random access device
sıkı düzen
discipline
sistematik düzen
orderly arrangement
sosyal düzen
social system
sosyal düzen
social order
tek düzen
even running
tek düzen hesap planı
uniform chart of accounts Noun, Accounting
tek düzen muhasebe
uniform accounting Noun, Accounting
toplumsal düzen
social system
toplumsal düzen
social order
Vakıflar Tek Düzen Hesap Planı
Uniform Chart of Accounts for Foundations Proper Name, Accounting
yanaşık düzen
massed formation Noun, Military
yeni düzen
new order
yeni düzen
rearrangement Noun
yeni uluslararası ekonomik düzen
new international economic order
yeni uluslararası ekonomik düzen
new international economic order (nieo)
yürüyüş düzen inde
in marching order
Turkish-English phrases from Zargan's own database

düzen
Kâinâtın bütününde ve insanlar tarafından meydana ... ve kurallar, nizam, usûl