elevated

  1. yüksek, yükseltilmiş, yukarıda/yüksekte bulunan.
    an elevated platform.
  2. yüce, ulvî, asil.
    elevated thoughts.
  3. şen, neşeli, maneviyatı kuvvetli, morali yüksek.
çakırkeyif olmak Verb
yüksek anten
önemli şahsiyet
yüksek şahsiyet
yüksek mevki
üstkat demiryolu: yol üstünde uzayan köprü üzerine yapılmış demiryolu.
(US) yol üstünde uzayan bir köprü üzerinden geçen demiryolu