engender

  1. Verb hasıl etmek, sebep olmak, yol açmak.
    Hatred engenders violence. Filth engenders disease.
  2. Verb doğurmak, tevlit etmek, vücude getirmek, meydana çıkarmak.
  3. Verb hasıl olmak, vücude gelmek, doğmak, tevellüt etmek, meydana çıkmak.