eylem

Turkish-English Translation

  1. thing
  2. effect
  3. Noun action
  4. Noun activity
  5. Noun movement
  6. performance
  7. act
  8. drive
  9. proceeding
  10. commission
  11. deed
  12. aida (attention , interest , desire , action)
  13. karma
  14. verb
  15. motions
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

bir hakkın talebinden veya takibinden vazgeçme eylemi
waiver
bir şeyi kullanma eylemi
usus
Birleşmiş Milletler Deniz Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesine Dair Sözleşme
United Nations Convention for the Suppression of Unlawful Acts Against the Safety of Maritime Navigation Noun, International Law
Birleşmiş Milletler Uluslararası Sivil Havacılığın Güvenliğine Karşı Kanun Dışı Eylemlerin Önlenmesine İlişkin Sözleşme
United Nations Convention for the Suppression of Unlawful Acts Against the Safety of Civil Aviation Noun, International Law
devletin fiyat indirme eylemi
rice roll-back
gönüllülük
volunteerism
hükümet eylemi
policy action
intihar eylemi
suicide attack Noun, Politics-Intl. Relations
kasdî eylem
intentional conduct Noun
kendi gururunu okşama eylemi
ego trip
Kıta Sahanlığı Üzerinde Bulunan Sabit Platformların Güvenliğine Karşı Kanunsuz Eylemlerin Önlenmesi Protokolü
Protocol for the Suppression of Unlawful Acts against the Safety of Fixed Platforms Located on the Continental Shelf  Proper Name, Law
oturma eylemi
sit-in protest Noun, Politics-Intl. Relations
oturma eylemi
sit-in Noun, Politics-Intl. Relations
polis eylemi
police work
polis eylemi
police action
satın alma eylemi
emption
tencere-tava eylemi
casserole demonstration Noun, Politics-Intl. Relations
terör eylemi
terrorist act Noun, Criminal Law
terörist eylemi
terrorist act
aşırı sağ eylem
far-right attack Noun, Politics-Intl. Relations
atılı eylem
alleged act Noun, Law
barındıranı tanımasını sağlayan doğal eylem
imprinting
bombalı eylem
bomb attack Noun, Politics-Intl. Relations
dikkatsizce yapılan bir eylem
careless act
etkili eylem
battery
kasıtlı eylem
intentional conduct Noun
kitlesel eylem
mass protest Noun, Politics-Intl. Relations
kolaylaştırıcı eylem
facilitating practice Noun, Competition Law
önceden planlanmış eylem
preconcerted action
ortak eylem
joint action
provokatif eylem
provocative act Noun
silahlı eylem
armed attack Noun, Military
stratejik eylem
strategic action Noun
taksirli eylem
negligent act Noun, Law
tasarlanmamış eylem
involuntary action
toplu eylem
collective action Noun
üniter eylem
unitary action
uygulama; adet, usul; eylem
practice
uyumlu eylem
concerted action Noun, Competition Law
uyumlu eylem
concerted practices Noun, Competition Law
uyumlu eylem
concerted practice Noun, Competition Law
eylem adamı
man of action
eylem alanı
radius of action
eylem araştırması
action research
eylem başı maliyet
cost per sale (CPS) Noun, Advertising
eylem başına maliyet
cost per action (CPA) Noun, Advertising
eylem gerçekleştirmek
to act Verb
eylem kapasitesi
agency Noun, Philosophy
eylem planı
action plan Noun, Human Resources
eylem potansiyeli
action potantial Noun, Medicine
eylem programı
action programme
eylem ve hareketler
acts and behaviors Noun
bir eylem için kışkırtmak
to string up to a deed Verb
gıda güvenliği eylem planı
food safety action plan
şüpheli eylem bildirimi
suspicious action report Noun, Banking
uyumlu eylem karinesi
presumption of concerted practices Noun, Competition Law
yer , zaman ve eylem birliği
time and action Theatre
yer , zaman ve eylem birliği
unity of place Theatre
Mali Eylem Görev Gücü
Financial Action Task Force Noun, Criminal Law
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Eylemek işi, fiil, aksiyon
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.