fever

  1. humma, sıtma, ateş, sıcaklık.
    be in a fever: (a) yanmak, ateş basmak, ateşi/harareti olmak, (b)
    telâş etmek.
    black water fever: karasu humması.
    hay fever: saman nezlesi.
    scarlet fever: kızıl humma.
    typhoid fever: tifo.
    typhus fever: tifüs, lekeli humma.
    yellow fever: sarı humma.
    fevered: ateşli, hummalı,
    mec. telâşlı, heyecanlı.
  2. ateşli hastalık.
  3. (aşırı) telâş/heyecan/sinirlilik/asabiyet.
    in a fever of impatience: telâş ve sabırsızlık içinde.

    The audience was in a fever of anticipation: Seyirciler heyecanla bekliyorlardı.
  4. ateşi yükselmek, ateşlenmek, hummaya/sıtmaya/ateşli hastalığa tutulmak.
  5. ilkbahar yorgunluğu.
ateş yükselmesi
yüksek ateşten sayıklamak Verb
karasu humması: sıcak iklimlerde, bazen G ABD'de görülen tehlikeli bir malarya. İdrarın siyah veya koyu
kırmızı bir renk almasiyle belirir.
beyin humması. Noun
acemi avcının (ilk av yaklaşırken) heyecanı. Noun
yeni bir işe başlarken duyulan heyecan. Noun
kapanma bunalımı: uzun süre kapalı veya ücra bir yerde yaşama sonunda duyulan cansıkıntısı, üzüntü ve bunalım. Noun
it humması: köpek ve insanlarda mide/bağırsak yangısı ve sarılık şeklinde görülen ivegen (=
acute)
ateşli hastalık.
Leptospira conicola adlı helezonî bakteri sebep olur.
Noun
beyin-omurilik yangısı, beyin humması, sarî menenjit.
loğusa humması.
loğusalık humması
bir gün süren ateş
kalaazar, Madras humması. Noun
tifo. Noun
mide humması.
al basmak Verb
infectuous mononucleosis
altın hırsı/humması. Noun
ateşi olmak Verb, Medicine
sahneye çıkmadan önce (aktör) sinirli olmak Verb
saman nezlesi.
pollinosis ile ayni anlama gelir. Noun
verem
ince hastalık
yüksek ateş
telaş içinde
enflasyon ateşi
aralıklı humma: sıtma vb.'de olduğu gibi zaman zaman gelen humma/nöbet.
tifüs.
Japon humması: kene ve sakırgaların ısırmasiyle vücuda giren
Rickettsia tsutsugamushi adlı mikropların
sebep olduğu, en çok Japon ve Doğu Asyada rastlanan bulaşıcı hastalık.
zehirli sıtma, Tropik bölgelerde görülen tehlikeli bir sıtma.
Malta humması. Noun
sıtma, malarya, bataklık humması.
Akdeniz humması.
süt humması: sağmal ineklerde görülen uyuşturucu ve paralize edici ateşli hastalık. Noun
süt humması: loğusa kadınlarda görülen ateşli bir hastalık. Noun, Pathology
paratifo: tifoya benzer fakat daha hafif âraz gösteren hastalık.
psittacosis.
loğusalık humması
tularemiarabbit ('s) foot: tavşan ayağı.
sıçan humması, sıçan ısırması ile geçen bulaşıcı bir hastalık. Yara, adale ağrısı ve ateşle belirir.

ratbite disease ile ayni anlama gelir.
Noun
depreşik humma: bit ve kene ısırması ile bulaşan ve 5-7 gün sık sık humma ile devam eden bir hastalık.
depreşik humma: bit ve kene ısırması ile bulaşan ve 5-7 gün sık sık humma ile devam eden bir hastalık.
ateşli romatizma.
dağ humması: ateş, mafsal ve adale ağrısı, deride kabarcıklar şeklinde görülen hastalık (keneler bulaştırır). Noun
gül nezlesi: baharda/yaz başlangıcında gül polenlerinin sebep olduğu nezle. Noun
ateşi olmak Verb, Medicine
scarlatina.
tifüs. Noun
lekeli humma, tifüs.
ilkbahar yorgunluğu
ilk bahar yorgunluğu
sıtma.
kısa süren nöbet ateşi
siper humması: Birinci Dünya Savaşında siperlerde savaşan askerlerde görülen ve bitlerden ilerigelen hastalık.
tifo Medicine
typhoid ile ayni anlama gelir. tifo.
typhus ile ayni anlama gelir. tifüs, lekeli humma, benekli ateş.
Malta humması.
hummalı
sarı humma: Sıcak ülkelerde
Aedes aegypti adlı sivrisinekle taşınan virüsün sebep olduğu sarılık,
kusma, kanama gibi âraz gösteren ateşli, bulaşıcı ve tehlikeli hastalık.
yellow jack ile ayni anlama gelir.
Noun
uçuk, kabarcık, ateşli hastalıklarda veya soğukta derinin kabarcıklanması.
ateşli havale Noun, Medicine
havale Noun, Medicine
ateşli nöbet Noun, Medicine
febril konvülziyon Noun, Medicine
aşırı telâş/heyecan. Noun
yüksek ateş: beden sıcaklığının 37°C'den (98.6°F) yüksek olması. Noun
bulaşıcı hastalıklar hastanesi
intaniye servisi
aşırı heyecan durumu
uçuk, kabarcık, ateşli hastalıklarda veya soğukta derinin kabarcıklanması.
pyretotherapy Noun
tıbbî termometre.
sıtma ağacı: ateş düşürücü özelik taşıyan ağaçlardan herbiri. Örneğin mavi sakızağacı
(Eucalyptus
globulus) veya G ABD'de yetişen ve kabuğundan ateş düşürücü ilâç yapılan küçük bir ağaç
(Pinckneya pubens).
Noun
Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA) Noun, Medicine
sarı humma sivrisineği
(Aedesaegypti). sarıhumma ve dang hastalığı virüslerini taşır. Noun