yüksek ateşten sayıklamak
Verb
karasu humması: sıcak iklimlerde, bazen G ABD'de görülen tehlikeli bir malarya. İdrarın siyah veya koyu
kırmızı bir renk almasiyle belirir.
acemi avcının (ilk av yaklaşırken) heyecanı.
Noun
yeni bir işe başlarken duyulan heyecan.
Noun
kapanma bunalımı: uzun süre kapalı veya ücra bir yerde yaşama sonunda duyulan cansıkıntısı, üzüntü ve bunalım.
Noun
it humması: köpek ve insanlarda mide/bağırsak yangısı ve sarılık şeklinde görülen ivegen (=
acute)
ateşli hastalık.
Leptospira conicola adlı helezonî bakteri sebep olur.
Noun
beyin-omurilik yangısı, beyin humması, sarî menenjit.
kalaazar, Madras humması.
Noun
altın hırsı/humması.
Noun
ateşi olmak
Verb, Medicine
sahneye çıkmadan önce (aktör) sinirli olmak
Verb
saman nezlesi.
pollinosis ile ayni anlama gelir.
Noun
aralıklı humma: sıtma vb.'de olduğu gibi zaman zaman gelen humma/nöbet.
Japon humması: kene ve sakırgaların ısırmasiyle vücuda giren
Rickettsia tsutsugamushi adlı mikropların
sebep olduğu, en çok Japon ve Doğu Asyada rastlanan bulaşıcı hastalık.
zehirli sıtma, Tropik bölgelerde görülen tehlikeli bir sıtma.
sıtma, malarya, bataklık humması.
süt humması: sağmal ineklerde görülen uyuşturucu ve paralize edici ateşli hastalık.
Noun
süt humması: loğusa kadınlarda görülen ateşli bir hastalık.
Noun, Pathology
paratifo: tifoya benzer fakat daha hafif âraz gösteren hastalık.
tularemiarabbit ('s) foot: tavşan ayağı.
sıçan humması, sıçan ısırması ile geçen bulaşıcı bir hastalık. Yara, adale ağrısı ve ateşle belirir.
ratbite disease ile ayni anlama gelir.
Noun
depreşik humma: bit ve kene ısırması ile bulaşan ve 5-7 gün sık sık humma ile devam eden bir hastalık.
depreşik humma: bit ve kene ısırması ile bulaşan ve 5-7 gün sık sık humma ile devam eden bir hastalık.
dağ humması: ateş, mafsal ve adale ağrısı, deride kabarcıklar şeklinde görülen hastalık (keneler bulaştırır).
Noun
gül nezlesi: baharda/yaz başlangıcında gül polenlerinin sebep olduğu nezle.
Noun
ateşi olmak
Verb, Medicine
siper humması: Birinci Dünya Savaşında siperlerde savaşan askerlerde görülen ve bitlerden ilerigelen hastalık.
typhoid ile ayni anlama gelir. tifo.
typhus ile ayni anlama gelir. tifüs, lekeli humma, benekli ateş.
sarı humma: Sıcak ülkelerde
Aedes aegypti adlı sivrisinekle taşınan virüsün sebep olduğu sarılık,
kusma, kanama gibi âraz gösteren ateşli, bulaşıcı ve tehlikeli hastalık.
yellow jack ile ayni anlama gelir.
Noun
uçuk, kabarcık, ateşli hastalıklarda veya soğukta derinin kabarcıklanması.
ateşli havale
Noun, Medicine
ateşli nöbet
Noun, Medicine
febril konvülziyon
Noun, Medicine
aşırı telâş/heyecan.
Noun
yüksek ateş: beden sıcaklığının 37°C'den (98.6°F) yüksek olması.
Noun
bulaşıcı hastalıklar hastanesi
uçuk, kabarcık, ateşli hastalıklarda veya soğukta derinin kabarcıklanması.
sıtma ağacı: ateş düşürücü özelik taşıyan ağaçlardan herbiri. Örneğin mavi sakızağacı
(Eucalyptus globulus) veya G ABD'de yetişen ve kabuğundan ateş düşürücü ilâç yapılan küçük bir ağaç
(Pinckneya pubens).
Noun
Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA)
Noun, Medicine
sarı humma sivrisineği
(Aedesaegypti). sarıhumma ve dang hastalığı virüslerini taşır.
Noun