Gemilerin ve yüzen yapıların inşası (NACE kodu: 30.11)
Noun, Trades-Professions
dalgalı dikkat, dalgalanan dikkat
Noun, Psychoanalysis
temiz dalgalanma (hükümetin döviz piyasalarında ulusal paranın serbestçe dalgalanmasına müdahale etmemesi
paranın serbest dalgalanması
nakit veya devlet tahvili gibi kolay paraya çevrilebilecek aktifler
para ve hemen paraya çevrilebilen varlıklar
Noun
ortak kambiyo kuru anlaşması
yüzen köprü, dubalı köprü.
alacaklının hakkının tüm varlıkları için geçerli olması durumu
sınırsız yükümlülük (alacaklının hakkı şirketin tüm varlıkları için geçerlidir
malvarlığının bütünü üzerinde geçerli takyidat
Noun, Law
altın/dolar vb. ne bağlı olmayarak değeri değişebilen para.
tüm varlıkları olan senet
teminatı borçlunun belirli bir varlığı değil de
borçlunun tüm varlığı olan senet
belirli bir varlığı olmayıp varlıklarının tümü olan senet
dalgalı borç (esas itibariyla kısa vadeli hazine bonolarından oluşan kamu b
esas itibariyle kısa vadeli hazine bonolarından oluşan kamu borcu
gezer maçuna, dubalı maçuna.
dalgalı kur
Noun, Economics
oynak kambiyo kurları
Noun
deniz yoluyla gelmekte olan mallar
Noun
yüzen-yürek
(Nymphoides): yaprakları yürek biçiminde olan bir su bitkisi.
birden çok yerdeki mallara , ya da birden çok kişinin suiistimalinden doğan
deniz sigortasında bir tür beyan sigortası
Noun
birden çok yerdeki mallara ya da birden çok kişinin suiistimalinden doğan zararları kapsar
(a) yüzen ada, (b) köpüklü krema.
yüksek meblağ üzerinden yapılan ipotek
fener dubası, fenerli şamandıra.
geçici olarak duran ve plasman arayan paralar
bankalarda sair mevduatı oluşturan paralar
bankerlerin elinde geçici olarak bulunan ve daha iyi bir yatırımı bulana kadar Bank of England'da mevduat
olarak yatırmaktan daha kârlı bir kullanım a
dalgalı sigorta poliçesi.
gelip geçici ahali, bir kentin yerlisi olmayan fakat sık sık gidip gelen halk.
serbest bırakılmış İngiliz Lirası kuru
göğüs kemiğine bağlı olmayan kaburga, insanın en alt iki kaburgası.
değiştirilebilen kredi sigortası
Noun
spekülasyon kâğıtları
Noun
spekülatif amaçla elde bulundurulan menkul değerler
serbest ticaret metaı: serbest piyasada alınıp satılan emtia, mal, senet, bono vb..
gemi enkazının yüzen tahta parçaları
Noun
kararsız seçmen
Noun, Politics-Intl. Relations
kararsızlar
Noun, Politics-Intl. Relations
dalgalı borçları artırmak
Verb
devlet borcunu konsolide etmek
Verb
dalgalanan borç konsolidasyonu
(US) emisyon bankası
Noun