göt

English Turkish Phrases

got
get
(geç.z.&s.f.). NOT: Titiz dil bilginleri
HAVE GOT deyiminin kullanılmasına
karşı çıkarlar.

“I've got the money” diyecek yerde
“I have the money” demek dil bilgisi bakımından daha doğrudur. Benzer şekilde

“You have got to be there on time.” yerine
“You have to be there on time.” demek tercih edilmelidir. Mamafih bilhassa konuşma dilinde
have got deyimi pek çok kullanılır.
Verb
Got it.
Anladım.
Got it.
Tamam.
Got it?
Anladın mı? Noun
got up by the press
basın tarafından abartılmış
hard- got fortune
zor elde edilen servet
has got/have got
(a)
has/have yerine dolaysız öznelerle veya soru tümcelerinde kullanılır:
She's got a new hat:
Onun yeni bir şapkası var.
Have you got the tickets? Biletler sende mi/Biletleri aldın mı?
I've got a car. (b) zorunluk bildiren veya vurgulu tümcelerde
has/have yerine kullanılır:
I have got to go home right away: Derhal eve gitmeliyim.
He's got to see a doctor right away: Derhal bir doktora görünmesi gerekir.
have got a kink in the brain
tahtası eksik olmak Verb
have got in
(a) hazır bulundurmak, depo etmek.
Has she got enough sugar in? (b) (bir iş yapmak için) birisini
eve getirtmek.
We are having the builders in next week to improve the kitchen. (c) (birisini eve) davet etmek.
We are having some friends in for coffee on Sunday evening.
have got nothing upstairs
beyni boş olmak Verb
have got off
ezberlemek, ezbere bilmek/söykemek.
I have the whole poem off already.
have got on top of sb
birinin üstüne çıkmak Verb
have got over
üstün olmak, üstünlüğü olmak.
What's she got over me? Onun benden ne üstünlüğü var?
have never got much beyond the shell stage
gelişmeden kalmış olmak Verb
He hasn't got two pennies to rub together
Meteliğe kurşun atıyor, meteliği/beş parası yok.
he's got a big mouth
geveze geveze
he's got brains
akıllı
He's not got it in him to do this job properly
O bu işi beceremez.
I got a fine for going through a red light
kırmızı ışıkta geçtiğim için ceza yedim
I got goosebumps.
Tüylerim diken diken oldu.
I never got around to ...
...e vaktim olmadı. Sentence
I never got around to ....
...e fırsat bulamadım. Sentence
It's got me licked
Buna akıl erdiremem/aklım ermez.
I've got a bad feeling about this.
İçimde kötü bir his var.
I've got a bone to pick with you.
Seninle görülecek hesabım var.
I've got any amount of time
vakitim bol
I've got goosebumps
Tüylerim diken diken oldu.
I've got plenty of time
vaktim bol
She's got it
Yamandır, malın gözüdür, pek esaslıdır.
the news got abroad
haber yayıldı
the proposal got no support
teklif destek görmedi
the sparking plugs got sooted up
bujiler pislenmiş
we haven't got your size
sizin beden iniz yok
What time you got?
Saatin kaç?
You got a deal.
Anlaştık.
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. Noun fanny (argo)
  2. behind
  3. Noun courage
  4. bum
  5. Noun bottom
  6. Noun anus
  7. Noun ass
  8. fundament
  9. Noun buttocks
  10. derrière
  11. keister
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Kalın bağırsağın dışarıya açılan deliği ve ... söz, kıç, makat, dübür
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.