gall

English-Turkish Translation

  1. Noun acılık, çok acı şey.
    It was gall and wormwood to him: Bu ona çok acı geldi.
  2. Noun kin, garez, nefret.
    Her heart was filled with gall.
  3. Noun öd, safra, özellikle tababette kullanılan öküz ödü.
  4. Noun küstahlık, terbiyesizlik, cür'et(kârlık).
    He had a lot of gall to talk to his employer in such a nasty way.
  5. sürterek yaralamak, yağır yapmak.
    The rough strap galled the horse's skin.
  6. sinirlendirmek, üzmek, canını sıkmak, kızdırmak, taciz etmek, incitmek.
    Discourtesy galls me. They
    were galled by enemy fire. Her unkind remarks galled me.
  7. sürtünme ile yaralanmak/yara olmak/yara açılmak.
  8. yağır: sürtünme sonucu hayvan derisinde açılan yara.
  9. cansıkıcı/sinirlendirici/üzücü şey.
  10. cansıkıntısı, sinirlenme, üzülme, kızma.
  11. Noun mazı, ur: bitki/ağaç gövdelerinde böcek, mantar, bakteri, kimyasal ilâç vb. sonucu hasıl olan şişkinlik.
    (Meşe urundan tanin çıkarılır.)
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

dip one's pen in gall
kalemini zehire batırmak Verb
gallbladder
safra kesesi Noun, Anatomy
gallbladder cancer
safra kesesi kanseri Noun, Medicine
gallbladder cancer
safra kesesi karsinomu Noun, Medicine
gallbladder carcinoma
safra kesesi kanseri Noun, Medicine
gallbladder carcinoma
safra kesesi karsinomu Noun, Medicine
gallbladder stones
safra kesesi taşı Noun, Medicine
gallbladder wall
safra kesesi duvarı Noun, Anatomy
gallbladder wall
safra kesesi çeperi Noun, Anatomy
gallbladder wall thickening
safra kesesi duvarı kalınlaşması Noun, Medicine
gallstones
safra kesesi taşı Noun, Medicine
crown gall
sap uru: çekirdekli meyvelerde
Agrobacterium tumefaciens bakterilerinin sebep olduğu ve sap dibinde
urlar şeklidne görülen bir hastalık.
Noun
dip the pen in gall
(bir kimseye bir hususta) acı şeyler yazmak, kaleminden zehir damlamak.
pen dipped in gall: zehirli
(zehir gibi acı şeyler yazan) kalem.
oak gall
yaş mazı.
water gall
kısmî gökkuşağı. Noun
write in gall
(bir kimseye bir hususta) acı şeyler yazmak, kaleminden zehir damlamak.
pen dipped in gall: zehirli
(zehir gibi acı şeyler yazan) kalem.
gall gnat
gall midge
gall gnat
ursineği, ur sivrisineği
(Cecidomyiidae) larvası bitkilerde ur oluşturan bir tür sivrisinek. Noun
gall midge
ursineği, ur sivrisineği
(Cecidomyiidae) larvası bitkilerde ur oluşturan bir tür sivrisinek. Noun
gall mite
ur kenesi
(Eriophydae): bitkilerde ur oluşturan 4 ayaklı böcek. Noun
gall oak
mazı meşesi
(Quercus infectoria).
gall wasp
ur arısı
(Cyinipidae): larvaları bitkilerde ur oluşturan bir tür yabani arı. Noun
the gall of life
hayatın acıları Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database