Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
gallery
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun
dehliz, koridor.
Noun
veranda.
Noun
dar ve uzun oda.
Noun
bina dışını çevreleyen balkonumsu platform veya geçit.
Noun
(tiyatro, cami, kilise vb. de) galeri.
Noun
üst balkon, galeri.
Noun
sürü, güruh, derinti, cahil ve basit halk topluluğu.
Noun
sergi evi teşhir salonu, (resim/heykel vb.) galeri(si).
Noun
(sergilenen/teşhir edilen) resim/heykel vb. kolleksiyonu.
Noun
salon, (atış, fotoğraf vb. için kullanılan) büyük oda/bina.
Noun, Maritime Traffic
gemilerin kıç tarafındaki balkon/galeri.
Noun
(mobilyacılıkta masa, sehpa vb.'nin yanını çevreleyen) kenarlık.
Noun
maden galerisi.
Noun
(barajlarda, maden ocaklarında vb. boşaltma, kontrol vb. için yapılmış) tünel.
Noun
hayvanların açtığı yeraltı geçidi.
Noun
iki müstahkem mevki arasındaki kapalı geçit.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
art gallery
sergi evi
art gallery
galeri
Noun
art gallery
resim galerisi
art gallery
resim ve heykel müzesi
arts gallery
resim galerisi
distinguished strangers'gallery
diplomatlara ayrılan tribün
drainage gallery
akıtma dehlizi
exhibit paintings in an art gallery
sanat galerisinde tablo sergilemek
Verb
fine art gallery
güzel sanatlar galerisi
fly gallery
çalışma geçidi.
Noun
infiltration gallery
sızıntı yolu
long gallery
uzun galeri: Elizabet ve Jakob çağı malikânelerinin üst katındaki gündelik salon.
Noun
mine gallery
mayın lağımı
peanut gallery
(a)
k.d.
(sinema/tiyatro) arka balkon, (b)
argo
eleştirisi önemsiz olan kimse.
No remarks
from the peanut gallery. 8.
peanut oil
: fıstık yağı.
play the gallery
ün kazanmak için avama hoş görünmek, sırf halkın ilgi ve sempatisini toplamak için makul olmayan şeyler
yapmak, seyirciler veya halk üzerinde parlak bir tesir uyandırmaya çalışmak.
play to the gallery
göze girmeye çalışmak
Verb
play to the gallery
halkın içgüdüsüne hitap etmek
Verb
portrait gallery
resim galerisi
press gallery
basın locası
press gallery
basına ayrılan tribün
public gallery
seyirci galerisi
public gallery
seyirci tribünü
rifle gallery
atış hendeği
rogues' gallery
sabıkalılar/caniler albümü.
Noun
rogue's gallery
(US) suçlu albümü
rogues'gallery
suçlu sicili
shooting gallery
atış poligonu.
underground gallery
yeraltı geçidi
whispering gallery
,
is.
fısıltı koridoru: bir uçtaki fısıltı öbür uçtan duyulabilecek şekilde inşa edilmiş galeri/koridor/salon.
gallery director
galeri müdürü
gallery forest
bozkırda nehir boyunca yetişen orman.
Noun
gallery frame
tünel çerçevesi
gallery play
göze girmeye çalışma
the gallery (of a theater
paradi
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.