gang

  1. Noun çete
  2. sürü, güruh.
    A gang of swimmers appeared at the dock.
  3. grup, topluluk.
    Let's have the gang over for coffee after the show: Temsilden sonra toplanıp kahve içelim.
  4. (işçi) takım, ekip, tayfa.
    a gang of laborers. Two gangs of workmen were repairing the road.
  5. çete, avene.
    a gang of thieves.
    the whole gang: tekmil avene, bütün çete, arabozucular.

    gangs of terrorists: tedhişçi/terörist çeteleri.
  6. (alet) takım.
    a gang of drills.
  7. birleşmek, grup/çete teşkil etmek, gruplaşmak, bir araya toplanmak.
  8. topluca/çete halinde saldırmak/hücum etmek.
  9. yürümek, gitmek.
  10. (bkz: gang up ).
  11. (bkz: gangue )
  12. Noun gang: maden cevheri ile birlikte çıkan taş-toprak, değersiz yığıntı.
çeteleşme Noun
yardım ekibi
(Br) yolda kalan otomobillere koşan tamir ekibi
zincire vurulmuş (olarak çalışan) mahkûmlar. Noun
montaj postası Noun
itfaiye ekibi
bir çetenin başı
bir çetenin izini bulmak Verb
bakım postası Noun
tamir postası Noun
tamir vardiyası Noun
bir toplumun
örgütün yaşlı ve tutucu üyeleri Noun
bahriyeye zorla asker toplama bölüğü.
(a) yol işçileri, yol inşa/tamir ekibi, (b)
(ABD) yol tamirinde kullanılan mahpuslar.
hızar Noun
hızar Noun
(argo) sıra ile ırza tecavüz
sürme iskele
(US) ustabaşı
olta takımı, 2-3 çengelli olta. Noun
haydutlar yatağı
haydutlar çetesi
hırsız güruhu
mahpus sürüsü
mücrimler Noun
suçlu takımı
yol kesen haydutların yaptığı hırsızlık
çoklu hızar/testere.
gang sawyer: hızarcı. Noun
(belirli bir maksat uğrunda) birleşmek, işbirliği/sözbirliği yapmak, ortaklaşa/birlikte davranmak.
The
merchants ganged up to raise prices.
Intransitive Verb
(birlikte) direnmek, karşı gelmek, baskı yapmak.
The class ganged up against the teacher. Intransitive Verb
birlikte/topluca üzerine saldırmak/çullanmak/hücum etmek.
They ganged up on him and beat him up.
çete savaşı
çete harbi
bir çete soygununa karışmak Verb

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Değerli bir taş veya mâden cevheriyle ... ticârî bakımdan kıymetsiz madde