geçe

Turkish-English Translation

  1. past
  2. (indication of time) at
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

çeyrek geçe
quarter past
yediyi beş geçe
five past seven
(askerlik) gece izni belgesi
late pass
(elektrik) gece saatleri tarifesi
restricted hours tariff
(gazete) gece nüshası
late- night final Noun
1001 Gece Masalları
Arabian Nights Noun
bir arkadaşa gece yatacak yer ayarlamak
to fix up a friend for the night Verb
bir gece içinde
overnight
bir hastanın gece bakımını üstlenmek
to settle a patient for the night Verb
bir yolcuyu gece konaklatmak
to take a traveller in for the night Verb
borcunu vermeden gece sıvışan
fly- by-night
bu gece
tonight
bu gece temsil yok
no performance to-night
bütün gece açık
open all night
bütün gece boyunca
through the night
bütün gece gözünü kırpmamak
not to get a wink of sleep
bütün gece süren
night- long
bütün gece süren
all night long
dün gece
last night
dün gece
overnight
dün gece
yastreen
düşük ücretli gece parkı
low-cost night parking- time
düşük ücretli gece parkı
low-cost night parking-time
erkeğin resmi gece kıyafeti
black tie (konuşma dili)
fabrikada gece vardiyası (16 : 00-24 : 00
swing shift
felekten bir gece çalmak
to make a night of it Verb
gece
evening
gece
night
gece avcı uçağı
night fighter
gece bağlantısı
night number Communication
gece bağlantısı
(telephone) night line
gece barınağı
night shelter
gece barınağı
cold harbour
gece barınağı
night refuge
gece başlığı
night cap
gece bekçisi
night watchman
gece bekçisi
sereno
gece bir yerde kalma
overnight stop
gece borsası
evening trade
gece boyunca (süren
night long
gece çalışmak
ac at night
gece çalışmalarının kaydedildiği günlük
noctuary
gece çanı
night bell
gece dışarda yatmak
to have a night out Verb
gece dolaşan fahişe
night-walker
gece dolaşan fahişe
night- walker
gece elbisesi
cocktail dress Noun, Clothing-Fashion
gece elbisesi
evening gown
gece elbisesi
evening dress Noun, Textile Industry
gece emanetçisi
night depository
gece fotoğraf çekme
night exposure
gece geç vakte kadar
until all hours
gece geç yatmak
to keep late hours Verb
gece geç yatmak
to sit up late Verb
gece görüş
night vision Noun, Military
gece görüş cihazı
night-vision device Noun, Military
gece görüş dürbünü
night-vision binoculars Noun, Military
gece görüş gözlüğü
night-vision goggles Noun, Military
gece görüş sistemi
night-vision system Noun, Military
gece gündüz
day and night
gece gündüz
round the clock
gece gündüz çalışan işyeri
continuous operation
gece gündüz çalışmak
ac day and night
gece gündüz çalışmak
to work double tides Verb
gece gündüz çalışmak
to work day and night Verb
gece gündüz çalışmak
to run day and night Verb
gece gündüz çalışmak
to work billnd night Verb
gece gündüz eğlenmek
to burn the candle at both ends Verb
gece gündüz garaj servisi
live storage
gece harekatı
night operation Noun, Military
gece hayatı
night life Noun, Entertainment
gece hayatı
nightlife Noun, Entertainment
gece hayatı (şehrin gece klüpleri
night- life Noun
gece hayatına düşkün
fly- by-night
gece hırsızı
night hawk
gece hırsızı
prowler
gece hizmeti
night service
gece ile ilgili
nocturnal
gece inişi
overnight stop Aviation
gece işi
night employment
gece işi
night work
gece kalınacak yer
night's lodging
gece kalmak
to stay over Verb
gece kalmak
to stay overnight Verb
gece kalmak
to stay the night Verb
gece kalmak için kendine bir yer ayarlamak
to rig up a shelter for the night Verb
gece kapısının çalınması
rap in the night
gece karanlığı
the dead of night
gece karanlığından yararlanma
under favour of the night
gece kasası
night depository
gece kıyafeti
night attire
gece klübü
night club
gece klübü
nighterie
gece körü
night-blind
gece körü
night- blind
gece kullanılan banka kasası
night safe
gece kulübü
nighterie
gece kulübü
cabaret
gece kulübü
(Fr.) boite de nuit
gece kulübü
clip joint
gece kulübü fedaisi
bouncer
gece kulübünde çalışan garson kız
bunny girl
gece kulübünde dansçı
go-go dancer
gece kulüplerinin yoğun olduğu alan
clubland
gece kuşu
night bird
gece lambası
night lamp Noun
gece lokali
night spot
gece mavisi
dark midnight blue Adjective
gece mesaisi
premium pay
gece misafiri
overnight guests
gece nöbet tutma
vigil
gece nöbeti
night duty
gece nöbetindeki polis memuru
night magistrate
gece nüshası
late night final Noun
gece okulu
night school
gece okulu
(Br) night school
gece örtüsü altında
under the screen of night
gece postası
night mail Noun
gece postası
night shift Noun
gece saatlerinde iş yapan bir kuruluş
owl
gece saldırısı
night attack
gece sokağa çıkma yasağı
night-time curfew Noun, Politics-Intl. Relations
gece sükûnunun ihlali
disturbance of repose
gece tarifesi
night tariff
gece tarifesi
night charge
gece tarifesi
night rate
gece telefon konuşması
night call
gece toplantısı
soiree
gece toplantısı
evening party
gece treni
night train
gece turisti
night tourist
gece uçuşu
night flying
gece uçuşu
night flight
gece vakti
night time
gece vardiyasi
(US) graveyard shift
gece vardiyası
evening shift Noun
gece vardiyası
night watch Noun
gece vardiyası
night shift Noun
gece vardiyasında çalışan işçi
night man
gece vardiyasında çalışmak
to be on the nightshift Verb
gece ve gündüz açık
open day and night
gece ve gündüz açık karakol
police station open day and night
gece ve tatil günü çalışması için yüzde 50 ücret zammı
time and a half
gece veya gündüzleri
time of day tariff Noun
gece yapılan
nocturnal
gece yapılan gürültü
disorder by night
gece yarısı
midnight
gece yarısı nöbeti
lobster shift
gece yarısı vardiyası
midnight shift Noun
gece yarısı vardiyası
lobster shift Noun
gece yarısına kadar çalışmak
to study deep into the night Verb
gece yarısından sonraki saatler
small hours Noun
gece yarısını epey geçtikten sonra
until well past midnight
gece yatacak bir yer bulmak
to fix up somewhere Verb
gece yatırmak
to give lodging Verb
gece yatısı konuk
house guest
gece yatısı misafiri olmak
to have sbdown Verb
gece yatısına misafir olmak
to have someone up Verb
gece yatısına misafiri olmak
to have friends to stay Verb
gece yolculuğu
overnight journey
gece zamanı
night time
gece ziyareti
night-time call
gelir için gece özel iş yapma
moonlighting
gündüz ve gece nöbetlerinde çalışmak
to work staggered hours Verb
hem gündüz hem gece yayın yapan istasyon
full-time station
ilk gece
first night
ilk gece seyircileri ve eleştirmenler grubu
jury
kazıkçı lokanta veya gece kulübü
clip joint
kibar gece kulübü
rug joint
kirayı ödememek için gece yarısı eşyaları ile birlikte kaçma
moonlight flit
kötü bir gece geçirmiş olmak
to have had a poor night Verb
lüks içinde keyifli bir gece geçirmek
to make a night of it Verb
mektup telgraf (ucuz gece mektubu
night letter (gram)
motel ya da konaklama tesisinde geçirdiği bir gece
guest- night
Noel'den önceki gece yakılan iri kütük
- log
öğleden sonra (öğle ile gece yarısı arası)
(Lat.) post meridiem
özel gece gezisi
night- sight
özel gece gezisi
night-sight
plak ya da kayıt edilmiş müzik çalınan gece kulübü
discotheque
resmi gece kıyafeti
tails
şafak ile gece yarısı ortası
quarternight Noun
şehir dışında yol kenarındaki lokanta veya gece kulübü
roadhouse
süfli gece kulübü
mousetrap
ucuz ya da kötü şöhretli gece kulübü
honky tonk
yardım için düzenlenen gece
ticket night
yemekli gece toplantısı
dinner party
yemekli gece toplantısı
supper
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Taraf, yaka, yan, keçe
  2. Saati gösteren rakamdan sonra ve dakîkayı ... geçmekte olduğunu gösterir, geçerek
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

gece
Güneş battıktan sonra başlayan ve gün ... kadar süren karanlık zaman