gecici

Turkish-English Phrases

geçici
(Lat.) ad hoc
geçici
interim
geçici
momentary
geçici
tentative Information Technology
geçici
(Lat.) ad interim
geçici
occasional
geçici
migrant
geçici
provisory
geçici
interlocutory
geçici
ephemeral
geçici
transient
geçici
fleeting
geçici
fugacious
geçici
impermanent
geçici
temporal
geçici
ad hoc
geçici
picknicky
geçici
fugitive
geçici
instant
geçici
passing
geçici
migratory
geçici
provisional
geçici
transitory
geçici
temporary
geçici
volatile
geçici
pro tempore
geçici
transitive
geçici
caducous
geçici
carnal
geçici
deciduous
geçici
episodic(al)
geçici
experimental
geçici
FALSE
geçici
jury
geçici
lubricous
geçici
mortal
geçici aktifler
unexpired expense
geçici anlaşma
provisional arrangement
geçici anlaşma
modus vivendi
Geçici Anlaşma
Interim agreement
Geçici Anlaşma
Interim Agreement (1973)
geçici antlaşma
transitory treaty
geçici antlaşma
interim treaty
geçici arkadaşlık
surface friendship
geçici arkadaşlık
promiscuous friendship
geçici aşama
transitory stage
geçici aşk
craze
geçici atama
temporary term
geçici atanma
temporary appointment
geçici belge
provisional bond
geçici belge
provisional scrip
geçici belge
provisional certificate
geçici belge
interim certificate
geçici biçimde
tentatively Adverb
geçici bilanço
preliminary balance sheet
geçici bilanço
interim statement
geçici bilanço
tentative balance sheet
geçici bölme
provisional partition
geçici borçlar
suspense liabilities Noun
geçici bütçe
temporary budget
geçici bütçe
tentative budget
geçici bütçe
provisional budget
geçici bütçe
preliminary budget
geçici bütçe
emergency budget
geçici çare
provisional remedy
geçici çıraklık
stant apprenticeship Noun, Trades-Professions
geçici dönem
transitory period
geçici düzen
temporary arrangement
geçici düzen
transitional arrangement
geçici ehliyetsizlik
temporary disability
geçici emir
provisional order
geçici emir
(Br) provisional order
geçici fatura
provisional invoice
geçici finansman
temporary financing
geçici gelir
transitory income
geçici görev
rotation Noun
geçici görevler
provisional duties Noun
geçici görüşler
stuffy views Noun
geçici gündem
provisional agenda
geçici haciz
preliminary execution
geçici hesap
transitory account
geçici hesap
suspense account
geçici hesap
suspended account
geçici heves
caprice
geçici heves
a passing fancy
geçici heves
passing whim Noun
geçici hükümet
caretaker government
geçici hükümet
provisional government
geçici hükümet
transitional government
geçici hükümler
transitory provisions Noun
geçici hükümler
transitional provisions Noun
geçici icra
provisional enforcement
geçici ihracat
temporary export
geçici ihracat
temporary exports
geçici irat
terminable annuity
geçici iş
emergency job
geçici iş
temporary job
geçici işbirliği
task force Noun
geçici işçi
temporary worker
geçici işçi
temporary employee
geçici işçi
at-will employee Noun, Law
geçici işsizlik
intermittent unemployment
geçici işsizlik
fractional unemployment
geçici işsizlik
furlough
geçici istihdam
temporary employment
geçici işveren
temporary employer
geçici ithalat
temporary imports
geçici ithalat
temporary import
geçici kabul
temporary admission Noun
geçici kabul
provisional acceptance Noun, Public Administration
geçici kadro
temporary staff
geçici kalemler
(balance sheet) transitory items Noun
geçici kalkınma
interim development
geçici kamp
bivvy
geçici kanun
provisional law
geçici karar
provisional decision
geçici karar
provisional judgment Noun
geçici karar
interim injunction
geçici karar
provisional decree
geçici karar
preliminary decision
geçici kararname
preliminary decree
geçici kayıt
suspense item
geçici kayıt
temporary registration
geçici kayıt
provisional booking
geçici kayyum
curator ad hoc
geçici komite
ad hoc committee
geçici konut
temporary housing
geçici konut
temporary lodging
geçici kredi
transitory credit
geçici kredi
temporary credit
geçici kredi
stopgap loan
geçici kredi
transitional loan
geçici kredi
tide- over credit
geçici kredi
temporary borrowing
geçici kredi
accommodation loan
geçici kullanma
transient occupancy
geçici kural
provisional regulation
geçici kural
provisional regulations
geçici kurtarış
reprieve
geçici kurul
temporary committee
geçici kurul
interim commission
geçici kurul
provisional committee
geçici kurul
interim committee
Geçici kütük
Scratch File Information Technology
geçici lisans
interim licence
geçici madde
provisional clause
geçici madde
temporary article
geçici makbuz
provisional receipt
geçici makbuz
interim receipt
geçici malik
special owner
geçici memur
temporary employee
geçici menfaat
transient interest
geçici merak
transient interest
geçici moda
flavo u r of the month , week
geçici moda
craze
geçici nafaka
alimony ad interim
geçici ödeme
(unemployment insurance) transitional payment
geçici olarak
foreclosure order insi
geçici olarak
tentatively Adverb
geçici olarak
pro tem
geçici olarak
pro tempore
geçici olarak
in the interim
geçici olarak
at interim
geçici olarak
ad ad interim
geçici önlem
makeshift
geçici önlem
transitory measure
geçici önlem
temporary measure
geçici önlemler
interim measures Noun
geçici önlemler
temporary measures Noun
geçici önlemler
provisional arrangement
geçici para
script money
geçici personel
temporary staff
geçici rezervasyon
provisional reservation
geçici rıza
tentative assent
geçici ruhsat
interim licence
geçici sakatlık
partial invalidity Noun
geçici senet
provisional bill
geçici sevgi
crush
geçici sözleşme
binder
geçici sözleşme
temporary agreement
geçici sözleşme
provisional contract
geçici talimat
provisional order
geçici tarife
interim rate
geçici tasarı
tentative draft
geçici tatil
suspension
geçici tayin
temporary appointment
geçici teklif
tentative offer
geçici teminat
bid bond
geçici teminat
caution money
geçici tutuklama
provisional arrest
geçici tutuklamak
to place someone under provisional arrest Verb
geçici ücret
temporary rate
geçici vasi
guardian ad hoc
geçici vasi
ad hoc guardian
geçici yardım
interim aid
geçici yatırım
temporary investment
geçici yol
detour
geçici yönetim
emergency administration
geçici zilyet
holder for the time being
Turkish-English phrases from Zargan's own database

geçici
Devamlı olmayıp bir zaman için var ... gelen, yok olan, fânî