get down

  1. (a) in(dir)mek, aşağıya almak, alaşağı etmek. (b) (çocuk) yemek masasından kalkmak.
    Please, may I
    get down? (c)
    get down to: (işe) başlamak/girişmek, kolları sıvamak, ciddiyetle ele/gözönüne/dikkate almak, üzerinde durmak, (bir konuya) gelmek/girmek, dikatini üzerinde toplamak.
    to get down to the matter at hand: dikkatini eldeki konu üzerinde toplamak.
    get down to one's work = get down to it: işe iyice girişmek, kolları sıvamak. (d) yıldırmak, cesaretini kırmak, yormak, pes dedirmek, caydırmak, bezdirmek.
    Nothing gets me down so much as a cold. Three straight losses got the team down. (e) (güçlükle) yutmak.
    Try to get the medicine down. (f) not etmek, yazmak.
    Get down every word she says. (g)
    get down to brass tacks = get down to cases: asıl/en önemli konuya gelmek/girmek
yelkenleri suya indirmek Verb
izinden sonra yeniden işe dönmek Verb
bir telefon konuşmasını kaleme almak Verb
yere inmek Verb
otobüsten inmek Verb
birisinin konuşmasını kaleme almak Verb
birinin konuşmasını kaleme almak Verb
sadede gelmek Verb
girişmek Verb
başlamak Verb
asıl konuya dönmek.
işine bakmak, ciddî olarak işiyle meşgul olmak, işi ciddiyetle ele almak.
They finally got down to
business and signed the contract.
konuya/sadede gelmek.
bir işin temelini atmak Verb
sadede gelmek Verb
ciddi olarak işe başlamak Verb
bir sorunla mücadele etmek Verb
laf işitmek Verb
moralini bozmak Verb
zayıflatmak Verb
yalama olmak Verb