groan

  1. inilti, inleme, figan.
  2. “hı” sesi: istihza, alay, red vb. ifade eder.
  3. oflama, puflama, ağır bir yük/sıkıntı altında çıkarılan ses.
  4. inlemek, inildemek.
    The old man who was injured in the accident lay groaning beside the road.
  5. ah/figan etmek, inleyecek derecede ıstırap çekmek.
  6. (alay, istihza, red vb. ifade eden) “hı! aah!” gibi ses çıkarmak.
  7. çatırdamak, gıcırdamak.
    The steps of the old house groaned under my weight.
  8. yük altında olmak/ezilmek, aşırı yüklenmek.
    a table groaned with food: yemek dolu bir masa.
  9. fısıldamak, alçak sesle anlatmak.
    He groaned out the story of how his friend had been killed.
inletmek Verb
inildetmek Verb
(seyirciler tarafından) yuhalanmak Verb
(altında) ezilmek, inim inim inlemek, ıstırap çekmek.
The people groaned under the load of taxes.
inim inim inlemek Verb